Başında sa olan 6 harfli 130 kelime var. Sa ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sa olan kelimeler listesine ya da sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sa bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAĞKOL
-
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- SARNIÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
- "Birlikte kalenin sarnıcına kadar yürüdüler." (Refik Halit Karay)
-
Gemilerde bulunan sacdan yapılmış tatlı su deposu
-
[isim]
Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
- SALATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
- "Domates salatası. Yeşil salata. Çoban salatası."
-
[isim]
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
- SAZKAR
- ...
- SAYACI
-
-
[isim]
Ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse
-
[isim]
Ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse
- SANSÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim
-
Denetleme işini yapan kurul
-
[isim]
Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim
- SARPIN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tahıl kuyusu, zahire ambarı, silo
-
Ekmeği koymaya yarayan dört gözlü sandık
-
[isim]
Tahıl kuyusu, zahire ambarı, silo
- SAYRIL
-
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
- SARAKA
-
-
[isim]
Alay, istihza
- "Taşralarda ağırbaşlı kitaplar okumaya kalkışan öğrencileri, arkadaşları sarakaya alır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Alay, istihza
- SAYKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
-
Cilalamakta kullanılan araç
-
Bu cilayı yapan kimse
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
- SAYGIN
-
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- SAÇSIZ
-
-
[sıfat]
Saçı olmayan
- "On yedi yıldan sonra saçsız başımda tekrar eskisine yakın bir hızla esmeye başlamış kavak yelini..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Saçı olmayan
- SAVACI
-
-
[isim]
Haberci
-
Muştucu
-
[isim]
Haberci
- SAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- "... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- SAĞLAK
- ...
- SARKIK
-
-
[sıfat]
Aşağı doğru uzanmış veya uzanmış, sarkmış, sölpük, salpa, gevşek
- "İri yarı, bıyıkları sarkık bir ozan elini dostça omzuna attı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Aşağı doğru uzanmış veya uzanmış, sarkmış, sölpük, salpa, gevşek
- SADECE
-
-
[zarf]
Yalnızca
- "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Yalnızca
- SANSIZ
-
-
[sıfat]
Sanı, ünü olmayan
-
[sıfat]
Sanı, ünü olmayan
- SABOTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Baltalama
-
[isim]
Baltalama
- SAVMAK
-
-
[-i]
İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak
- "Böylece Arif Ağayı başımızdan savar ve sizinle bir mehtap gezintisi yaparız." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek
- "Kendini unutturmak ve bu ziyareti kazasız, belasız savmaktan başka bir düşüncesi bulunmayan bizim kaymakam..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Geçirmek
-
Vakti geçmek
- "Vazodaki çiçekler savmış, yenilemeli."
-
[nsz]
İşleyip geçmek, etki etmek
- "Soğuk içime savdı."
-
[-i]
İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak