Başında sa olan 4 harfli 38 kelime var. Sa ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sa olan kelimeler listesine ya da sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sa bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAÇI
-
-
[isim]
Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
-
Düğün armağanı
-
[isim]
Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
- SARF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Harcama, tüketme, kullanma, masraf etme
- "Kocalar sabahtan akşama çalışıyor fakat kendilerine beş para sarf edemiyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Dil bilgisi, yapı bilgisi
- "Ağır sözler sarf etti."
-
[isim]
Harcama, tüketme, kullanma, masraf etme
- SALI
-
-
[isim]
Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün
-
[isim]
Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün
- SAYI
-
-
[isim]
Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet
- "Bir, beş, yüz, birer sayıdır."
- "Sayı hesabıyla bir galibiyeti bile öpüp de başımıza koyacaktık." (Haldun Taner)
-
Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha
- "Derginin son sayısında..."
- "Alır mıydım? Sevinir miydim? Yoksa mızıkçılık eder, -Olmaz, sayım suyum yok... Siz birlik olup bana oyun ettiniz -mi derdim." (Haldun Taner)
-
Bir spor karşılaşmasında karşılaşanlardan her birinin başarı derecesini tespit eden nicelik
-
[isim]
Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet
- SABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük çocuk
- "İki yaşında bir sabi masumluğuyla annemin yanına gidecek ve dizlerine kapanacaktır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Küçük çocuk
- SAĞI
-
-
[isim]
Kuş tersi, kuş gübresi
-
[isim]
Kuş tersi, kuş gübresi
- SAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Gerçekten, gerçek olarak
- "Sahi dedikleri kadar güzelmiş! Siz onu görmediniz mi sahi!"
-
[zarf]
Gerçekten, gerçek olarak
- SARP
-
-
[sıfat]
Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman
- "İki gündür sarp dağ yollarını aşıyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bu mera işi gittikçe sarpa sarıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Güç, güçlük
- "Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu." (Âşık Veysel)
-
[sıfat]
Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman
- SANA
-
-
[zarf]
Sen zamirinin yönelme durumu
-
[zarf]
Sen zamirinin yönelme durumu
- SAPA
-
-
[sıfat]
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
-
Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış
- "Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yan, değişik
- "Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
- SAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse
-
[isim]
İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse
- SAVA
-
-
[isim]
Haber
-
Muştu
-
[isim]
Haber
- SAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
-
Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse
-
[isim]
Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
- SABO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle birçok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı
-
Üzerinde deri vb. bant bulunan bir tür sandalet
-
[isim]
Genellikle birçok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı
- SANI
-
-
[isim]
Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
- "Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar?" (Nurullah ataç)
-
[isim]
Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
- SARI
-
-
[isim]
Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[sıfat]
Soluk, solgun
-
[isim]
Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
- SASI
-
-
[sıfat]
Küf ve çürük gibi kokan
-
Kokuşmuş
-
Tatsız
-
[sıfat]
Küf ve çürük gibi kokan
- SAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Katıksız, duru, temiz
-
Net
-
[zarf]
(sa:'fi) Yalnız olarak, yalnız, sadece
-
[sıfat]
Katıksız, duru, temiz
- SAYA
-
-
[isim]
Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü
-
Gebe koyunların karnındaki yavru yüz günlük olduğunda çobanların yaptığı tören
-
Yayla ve kırlarda hayvanlar için yapılan üstü samanla örtülü yer
-
Kadın giysisi
-
İş önlüğü
- "Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı." (Halk türküsü)
-
[isim]
Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü
- SAMİ
- ...