Başında sıkış olan 16 kelime var. Sıkış ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sıkış olan kelimeler listesine ya da sonu sıkış ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sıkış bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SIKIŞTIRABİLMEK
SIKIŞTIRABİLME
SIKIŞTIRILMAK
SIKIŞABİLMEK, SIKIŞIVERMEK, SIKIŞTIRILMA
SIKIŞABİLME, SIKIŞIVERME, SIKIŞTIRICI, SIKIŞTIRMAK
SIKIŞIKLIK, SIKIŞTIRIŞ, SIKIŞTIRMA
SIKIŞMAK
SIKIŞIK, SIKIŞMA
I I K S Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
KISIŞ
4 Harfli Kelimeler
IŞIK, IŞKI, SIKI
3 Harfli Kelimeler
ISI, KIŞ, SIK, ŞIK
2 Harfli Kelimeler
IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIKIŞTIRABİLMEK
- ...
- SIKIŞTIRABİLME
- ...
- SIKIŞTIRILMAK
-
-
[nsz]
Sıkıştırma işi yapılmak
- "Anadolu kamyon yolcusu, kamyona yeni adam almak için sıkıştırıldıkça darılmıyor, kızmıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sıkıştırma işi yapılmak
- SIKIŞABİLMEK
- ...
- SIKIŞIVERMEK
- ...
- SIKIŞTIRILMA
-
-
[isim]
Sıkıştırılmak işi
-
[isim]
Sıkıştırılmak işi
- SIKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
-
Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
-
Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
- "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
- "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
-
Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
- "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
-
Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
- "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zorlamak
- "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sarkıntılık etmek
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- SIKIŞIVERME
- ...
- SIKIŞTIRICI
-
-
[isim]
Sıkıştırma işini yapan alet
-
[isim]
Sıkıştırma işini yapan alet
- SIKIŞABİLME
- ...
- SIKIŞTIRIŞ
-
-
[isim]
Sıkıştırma işi veya biçimi
-
[isim]
Sıkıştırma işi veya biçimi
- SIKIŞTIRMA
-
-
[isim]
Sıkıştırmak işi
-
[isim]
Sıkıştırmak işi
- SIKIŞIKLIK
-
-
[isim]
Sıkışık olma durumu
-
[isim]
Sıkışık olma durumu
- SIKIŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak
- "Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Basınçla iki şey arasında kalmak
- "Parmağı kapıya sıkışmış."
-
Dar bir yere zorla sığmak veya sığdırılmak
- "Karşıda apartmanın köşesine sıkışmış baraka kahveden bir adam, bir kürek ateş çıkardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zor bir durumda kalmak
- "Osmanlı İmparatorluğu sıkışınca üç milyon asker çıkarabiliyordu." (Etem İzzet Benice)
-
Sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntı duymak
- "Göğsü sıkışmış."
-
Tuvalet ihtiyacı gelmek
-
[nsz]
Birbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak
- SIKIŞMA
-
-
[isim]
Sıkışmak durumu
- "İçinde garip bir sıkışma, ezilip büzülme duyuyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Sıkışmak durumu
- SIKIŞIK
-
-
[sıfat]
Sıkışmış bir durumda olan
- "Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda?" (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Sıkışmış bir durumda olan