Başında sü olan 5 harfli 49 kelime var. Sü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sü olan kelimeler listesine ya da sonu sü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÜRUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevinç
- "Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürur / Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne." (Rasih)
-
[isim]
Sevinç
- SÜREÇ
-
-
[isim]
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi, vetire, proses
- "Kitaba aldığım bu yazılar, gerçekte siyasal kavgamın gelişme sürecinde önemli bir tavır takınmayı vurgulamaktadır." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi, vetire, proses
- SÜNNİ
- ...
- SÜZGÜ
-
-
[isim]
Delikli çanak
-
Balıkçı kepçesi
-
Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap
-
[isim]
Delikli çanak
- SÜBUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma
- "Suç sübut buldu."
-
[isim]
Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma
- SÜBYE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Mürekkep balığı
-
Badem içi, ezilmiş sarımsak, kavun çekirdeği vb.nden yapılan boza koyuluğunda sıvı
- "Yoğurdun içine havanda tuz karıştırılarak dövülmüş, sübye kıvamına getirilmiş diş sarımsak eklenir." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Mürekkep balığı
- SÜTSÜ
-
-
[sıfat]
Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi
-
[sıfat]
Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi
- SÜTLÜ
-
-
[sıfat]
İçinde süt bulunan, sütle yapılan
- "Bir kanepeye oturdum, bir sütlü kahve ısmarladım." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Süt veren, sağmal
- "Sütlü inek."
-
Taneleri sertleşmemiş, yumuşak taneli (mısır, buğday vb.)
-
[isim]
Sütlaç
-
[sıfat]
İçinde süt bulunan, sütle yapılan
- SÜZÜŞ
- ...
- SÜSME
-
-
[isim]
Süsmek işi
-
[isim]
Süsmek işi
- SÜKSE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başarı
- "Paris sosyetesinde büyük sükse yapmıştı." (Aka Gündüz)
-
Gösteriş, ilgi çekecek durum
- "Nefsime itimadım, spordaki süksemle başlamıştır." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Başarı
- SÜRRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı padişahlarının her yıl Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar
-
[isim]
Osmanlı padişahlarının her yıl Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar
- SÜTUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
- "Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sanat dergilerinden biri bir ara, genç şairlere sütunlarını açmıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
- "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
- "Rakam sütunu."
-
Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
- "Alev sütunu. Su sütunu."
-
Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey
-
[isim]
Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
- SÜYEK
-
-
[isim]
Cebire
-
[isim]
Cebire
- SÜLUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yola girme, bir yol tutma
-
Bir tarikata girme
- "Süluk ehli."
-
[isim]
Bir yola girme, bir yol tutma
- SÜBEK
-
-
[isim]
Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
- "Sübekten çarpık kalan bacaklarını yanlara atar gibi yengeçvari yürümeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
- SÜFLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Aşağı, aşağılık, bayağı, adi
- "Sabri'nin maceraları hep böyle süfli şeylerden ibaret değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kılıksız, pis kılıklı, hırpani
-
[sıfat]
Aşağı, aşağılık, bayağı, adi
- SÜLÜK
-
-
[isim]
Sülüklerden, tatlı sularda yaşayan, vücudunda yirmi iki sindirim kesesi olduğu için bir kezde ağırlığının sekiz katı kan emebilen, halk arasında bazı kan hastalıklarının tedavisinde yararlanılan hayvan (Hirudo medicinalis)
-
Asma bıyığı
-
[isim]
Sülüklerden, tatlı sularda yaşayan, vücudunda yirmi iki sindirim kesesi olduğu için bir kezde ağırlığının sekiz katı kan emebilen, halk arasında bazı kan hastalıklarının tedavisinde yararlanılan hayvan (Hirudo medicinalis)
- SÜYÜM
-
-
[isim]
İğneye geçirilen bir sap iplik
-
[isim]
İğneye geçirilen bir sap iplik
- SÜNME
-
-
[isim]
Sünmek işi
-
[isim]
Sünmek işi