Sonunda ret olan 6 harfli 26 kelime var. RET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ret olan kelimeler listesine ya da başında ret olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RET, TER

2 Harfli Kelimeler

ER, ET, RE, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KUDRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güç, erk, erke, iktidar
    • "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
  2. Yetenek
    • "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Maddi güç, zenginlik
  4. Tanrı yapısı
  5. Tanrı'nın ezelî gücü

AHİRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya
    • "Artık sana dünyada rastlayamazsam yarın ahirette on parmağım yakanda olsun!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HAZRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen unvan
    • "Hazreti Ali. Hazreti Fatma."
  2. Adı söylenmeyen bir kimseden söz edilirken kullanılan bir söz
    • "Bilen bilir, kolay okunan yazar değildir, hazret." (Refik Erduran)
  3. Kullanıldığında bir kişinin küçümsendiğini anlatan bir söz
  4. [ünlem] Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü
    • "Hazret! Şu kitabı uzatır mısın?"

AKARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Akar
    • "Başladı, her ay, akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya." (Ercüment Ekrem Talu)

MEFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kocaman, iri, büyük, muazzam
    • "Cehennem, zincire vurulmuş mefret bir ejderhadır. Bırakınız beni, günahkârları yutayım diye nara atar durur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HİCRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Göç
  2. İslam takviminde tarih başı sayılan Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi
    • "Hicretten yüz elli yıl sonra."

ŞİRRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz (kimse)
    • "Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret." (Behçet Necatigil)

SUBRET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Komedilerde hafifmeşrep genç kadın veya işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu

MÜFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Teklik

FETRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İki peygamber arasında peygambersiz geçen süre
  2. İki padişah arasında padişahsız geçen süre
  3. İki olay arasındaki süre
  4. Hükûmet gücünün gevşediği bir yerde düzenin yeniden kurulmasına kadar geçen süre
  5. İslam dinine göre Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında geçen süre

İMARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İmarethane

EMARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Beylik

HASRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özlem
    • "Vatan ve kardeş hasretini birbirimizde gideriyoruz." (Haldun Taner)
    • "Ada'ya gelince İstanbul'u özler ve oraya gidince Ada'ya hasret çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Sonra ver elini ana baba ocağı. Hem hasret giderecektim hem de ruhumla dinlenecektim." (Cahit Uçuk)
    • "Ben dört sene onun hasretini çektim." (Aka Gündüz)

HAYRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma
    • "... hayret ve teessüründen masanın yanındaki sandalyeye yığılmıştı." (Ömer Seyfettin)
    • "Bunları oyuncak sanır ve niçin satmadığına hayret ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "... gerçek karşısında hayrete düşmekten kendimi alamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz

İBARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Oluşan, meydana gelen
    • "Gene hep beraber, bir iki parçadan ibaret bulaşıklarını yıkamaya oturdular." (Necati Cumalı)
    • "Büyük önderin bize verdiği mükâfat bundan ibaret değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

NEFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
    • "Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim." (Peyami Safa)
    • "Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Tiksinme, tiksinti
    • "Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum." (Aka Gündüz)

KESRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok olma durumu, çokluk

NEDRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik

GOFRET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzeri petek biçiminde, arasında krema bulunan, bisküviye benzer tatlı, hafif bir yiyecek

SEYRET

  1. beklenmedik bir şey olacağını anlatan bir söz
    • "Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor." (Haldun Taner)
    • "Sen şimdi curcunayı seyret!"

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü