Başında pe olan 7 harfli 48 kelime var. Pe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pe olan kelimeler listesine ya da sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında pe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PERGOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak
-
[isim]
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak
- PEYLEME
-
-
[isim]
Peylemek işi
-
[isim]
Peylemek işi
- PETUNYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Patlıcangillerden, çeşitli renkte çiçekler açan, kokulu bir süs bitkisi (Petunia)
- "Bir lacivert petunya vardır ki renginin hoşluğuna canlar dayanmaz." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Patlıcangillerden, çeşitli renkte çiçekler açan, kokulu bir süs bitkisi (Petunia)
- PESPAYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Alçak, soysuz, aşağılık
- "Zaten yemişleri asil ve pespaye olarak ikiye tasnif etmek pek kolaydır." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Alçak, soysuz, aşağılık
- PERDELİ
-
-
[sıfat]
Perdesi olan veya perde ile örtülü bulunan
-
Duvaklı
-
Perde sağlamak için parmaklarla basılacak yerleri olan (çalgı)
- "Fagot, perdeli bir çalgıdır."
-
[sıfat]
Perdesi olan veya perde ile örtülü bulunan
- PEDİKÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tırnakları kesip düzeltme, nasırları yumuşatma veya çıkarma gibi işlerle ilgili ayak bakımı
-
[isim]
Tırnakları kesip düzeltme, nasırları yumuşatma veya çıkarma gibi işlerle ilgili ayak bakımı
- PEŞİNCİ
-
-
[isim]
Malı peşin para ile satan veya satın alan kimse
-
[isim]
Malı peşin para ile satan veya satın alan kimse
- PERİŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- "Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için." (Cenap Şehabettin)
- "Bir sürü laf edildikten sonra facia başlayacak, tabii aile perişan olacak." (Halide Edip Adıvar)
-
Acınacak durumda olan, zavallı
- "Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır ağır yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- PERVARİ
- ...
- PEŞTUCA
- ...
- PERİCİK
-
-
[isim]
Kilit dili
-
Peri hastalığı
-
[isim]
Kilit dili
- PENÇELİ
-
-
[sıfat]
Pençesi olan
-
Pençe vurulmuş (ayakkabı)
- "Altları delinmiş, kat kat pençeli pabuçlarını çıkardı, ağır ağır çıktı merdiveni." (Orhan Kemal)
-
Güçlü
-
Sataşkan
-
[sıfat]
Pençesi olan
- PEYKLİK
-
-
[isim]
Peyk olma durumu, uyduluk
-
[isim]
Peyk olma durumu, uyduluk
- PENGUEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Penguengillerden, Güney Kutbunda yaşayan, sırtı kara, göğsü ak, iyi yüzen, deniz hayvanlarıyla beslenen, uçamayan, kısa kanatlı deniz kuşu (Aptenodytes patagonica)
-
[isim]
Penguengillerden, Güney Kutbunda yaşayan, sırtı kara, göğsü ak, iyi yüzen, deniz hayvanlarıyla beslenen, uçamayan, kısa kanatlı deniz kuşu (Aptenodytes patagonica)
- PENALTI
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- "En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın bacak arasından en olmayacak golleri yerdi." (Haldun Taner)
-
Elemeli futbol maçlarının sonrasındaki eşitlik durumlarında takımların birbirlerine üstünlük sağlamaları için rakip kaleye en az beşer kez yaptığı vuruş
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- PERDECİ
-
-
[isim]
Perde satan veya diken kimse
-
Sahne perdelerini açıp kapamakla görevli kimse
- "Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi." (Peyami Safa)
-
Osmanlılarda yüksek makamlı kimselerin kapılarında bekleyen ve girmeye izni olanları içeri alan görevli, perdedar
-
[isim]
Perde satan veya diken kimse
- PEŞİNAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir alışveriş veya hizmet için önceden verilen bir miktar para
- "Peşinat ne kadar?"
-
[isim]
Bir alışveriş veya hizmet için önceden verilen bir miktar para
- PEYAPEY
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Art arda, peş peşe
- "Üç ay peyapey hekim, hoca gezdim. En sonra mehelsiz bir şeyden geçti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Art arda, peş peşe
- PELERİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Omuzlardan aşağı dökülen, geniş, kolsuz bir çeşit üstlük
- "Kollarını yarısına kadar örten bir pelerini dirseklerinin ucu ile bir kanat gibi açıp kapıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Omuzlardan aşağı dökülen, geniş, kolsuz bir çeşit üstlük
- PERİTON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karın zarı
-
[isim]
Karın zarı