Başında pe olan 6 harfli 44 kelime var. Pe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pe olan kelimeler listesine ya da sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında pe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PEPEME
-
-
[sıfat]
Pepe
-
[sıfat]
Pepe
- PERLİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erimiş sodyum, potasyum, alüminyum silikattan ibaret olan cam gibi bir volkanik kayadan kabartılarak pudra hâline getirilmiş bulunan, yem maddelerinin preslenmesinde yardımcı madde veya kekleşmeyi önleyici bir madde
-
Feldspat cinsinden suyu az ve eridiği zaman inciye benzeyen taneleri olan yanardağ kaynaklı cam, inci taşı
-
[isim]
Erimiş sodyum, potasyum, alüminyum silikattan ibaret olan cam gibi bir volkanik kayadan kabartılarak pudra hâline getirilmiş bulunan, yem maddelerinin preslenmesinde yardımcı madde veya kekleşmeyi önleyici bir madde
- PERÇEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı
-
Yele
- "At perçemi."
-
Kâkül
- "Selma alnına düşen bir perçemi eliyle kaldırıyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı
- PEREME
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gondola benzeyen bir kayık
-
[isim]
Gondola benzeyen bir kayık
- PERDAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
-
Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
- PEYDAH
-
-
[sıfat]
Peyda
-
[sıfat]
Peyda
- PESTİL
-
-
[isim]
İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi, bastık
- "Gerçekten yatak yorgan, kolu boynu sargılar içinde pestil gibi yatıyordu." (Haldun Taner)
- "Tulum Hayri dün voleybol oynamış, pestili çıkmıştı." (Rıfat Ilgaz)
-
[sıfat]
Çok yorgun, güçsüz
-
[sıfat]
Hasta
-
Tavan ile kömür damarı arasında yer alan ince, yumuşak killi tabaka
-
[isim]
İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi, bastık
- PEKMEZ
-
-
[isim]
Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi
- "Karısı ile kaynatası çoktan kalkmışlar, bahçede pekmez kaynatıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi
- PELEME
-
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
- PEKTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitki dokularında bulunan renksiz, metil grubundan madde
-
Göze zarının peltemsi kabuğu
-
Özellikle bitki hücrelerinin orta lamelinde bulunan büyük moleküllü karbonhidrat karışımı madde
-
[isim]
Bitki dokularında bulunan renksiz, metil grubundan madde
- PENDİK
- ...
- PERÇİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu
-
[isim]
İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu
- PEYZAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kır resmi
-
Bir yerin doğal görünüşü
-
[isim]
Kır resmi
- PERVİN
- ...
- PENTAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Formülü C5H12 olan doymuş hidrokarbon
-
[isim]
Formülü C5H12 olan doymuş hidrokarbon
- PERTEK
- ...
- PEKALA
- ...
- PERHİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Diyet
- "Biraz perhizle idare edersek biz burada iki ay daha yaşayabiliriz." (Ahmet Mithat)
- "Fiyatlar o kadar yükseldi ki perhiz eder gibi yediğim hâlde, yine her yemek bir buçuk lirayı geçmeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Hristiyanların ve Yahudilerin belli günlerde et, yağ vb. yiyecekleri yemeden tuttukları oruç
-
[isim]
Diyet
- PEŞREV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça
- "Kahvenin radyosu, tam o sırada sultaniyegâh peşrevine başlamıştı." (Haldun Taner)
-
Güreşe tutuşmadan önce pehlivanların ellerini birbirine ve uyluklarına vurarak ve hafifçe sıçrayarak yaptıkları gösteri
-
Halk hikâyelerinde, türkülerin okunup çalınışı sırasında türkü aralarına katılan mâni türünden küçük türküler
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça
- PETROL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yoğunluğu 0,8-0,95 arasında olabilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı
- "Kamyonlar yarı benzin, yarı petrolle çalışmaya uğraşıyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yoğunluğu 0,8-0,95 arasında olabilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı