Başında pe olan 6 harfli 44 kelime var. Pe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pe olan kelimeler listesine ya da sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında pe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PEKTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitki dokularında bulunan renksiz, metil grubundan madde
-
Göze zarının peltemsi kabuğu
-
Özellikle bitki hücrelerinin orta lamelinde bulunan büyük moleküllü karbonhidrat karışımı madde
-
[isim]
Bitki dokularında bulunan renksiz, metil grubundan madde
- PEŞKİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlu
-
Yemek yerken kullanılan, el kurulanan, büyük mendil biçiminde pamuk veya keten bez, peçete
- "Henüz birkaç yudum içtiği şarabın ıslaklığını sapsarı bıyıklarının üstünden peşkiriyle silerek dedi ki:" (Peyami Safa)
-
[isim]
Genellikle pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlu
- PEÇELİ
-
-
[sıfat]
Yüzünü örtmek için peçe takmış olan
-
[sıfat]
Yüzünü örtmek için peçe takmış olan
- PENTÜR
- ...
- PERDAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
-
Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
- PENTAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Formülü C5H12 olan doymuş hidrokarbon
-
[isim]
Formülü C5H12 olan doymuş hidrokarbon
- PENCİK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Asker yetiştirilmek için savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemi oğlanı adayı
-
Asker yetiştirilmek üzere verilen beşte bir askerden sonra esir sahibinde kalan beşte dört oranındaki esir için alınan vergi
-
Gümrük idaresi tarafından belirli bir vergi karşılığında köle sahibine verilen sahiplik hakkını gösteren senet
-
[isim]
Asker yetiştirilmek için savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemi oğlanı adayı
- PELTEK
-
-
[sıfat]
Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse)
-
Tutuk, titrek (konuşma)
- "Hafif peltek, bozuk diksiyonuyla tiyatroda tutunamazdı." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Tutuk, titrek bir biçimde
-
[sıfat]
Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse)
- PEKLİK
-
-
[isim]
Pek olma durumu
-
Kabız
-
Sağlamlık, dayanıklılık, direnç
-
[isim]
Pek olma durumu
- PERESE
-
-
[isim]
Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları şakul ipi
-
Durum, derece, kerte
- "İş bu pereseye geldikten sonra..."
-
[isim]
Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları şakul ipi
- PEPTON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücutça özümlenebilecek duruma gelmiş albüminli besin
-
[isim]
Vücutça özümlenebilecek duruma gelmiş albüminli besin
- PEKMEZ
-
-
[isim]
Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi
- "Karısı ile kaynatası çoktan kalkmışlar, bahçede pekmez kaynatıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi
- PERLON
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
İlk olarak Almanya'da yapılan sentetik dokuma ipliği
-
Bu iplikle dokunmuş kumaş
-
[isim]
İlk olarak Almanya'da yapılan sentetik dokuma ipliği
- PERÇEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı
-
Yele
- "At perçemi."
-
Kâkül
- "Selma alnına düşen bir perçemi eliyle kaldırıyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı
- PELENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pars
-
[isim]
Pars
- PELEME
-
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
- PEKİYİ
-
-
[isim]
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan en yüksek başarı derecesi
- "Sınıfımı pekiyi derece ile geçtim."
-
[isim]
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan en yüksek başarı derecesi
- PENDİK
- ...
- PEÇETE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yemekte giysiyi korumak, ağız silmek için kullanılan ince, yumuşak kâğıt veya kumaş parçası
-
[isim]
Yemekte giysiyi korumak, ağız silmek için kullanılan ince, yumuşak kâğıt veya kumaş parçası
- PEŞREV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça
- "Kahvenin radyosu, tam o sırada sultaniyegâh peşrevine başlamıştı." (Haldun Taner)
-
Güreşe tutuşmadan önce pehlivanların ellerini birbirine ve uyluklarına vurarak ve hafifçe sıçrayarak yaptıkları gösteri
-
Halk hikâyelerinde, türkülerin okunup çalınışı sırasında türkü aralarına katılan mâni türünden küçük türküler
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça