Başında pe olan 5 harfli 33 kelime var. Pe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pe olan kelimeler listesine ya da sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında pe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PENES

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altını taklit, sarı tenekeden pul

PELİN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)

PENİS

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Erkeklik organı

PEŞLİ

  1. Peş (II) eklenerek genişletilmiş (giysi)
    • "Hacı Kalfa, bugün arkasına dört peşli bir eski zaman entarisi giymiş..." (Reşat Nuri Güntekin)

PEREN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ülker yıldızı

PERMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Saçların uzun süre dalgalı kalmasını sağlamak için uygulanan işlem, permanant

PEDER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Baba
    • "Pederinize büyük ikramiye isabet etmiş." (Refik Halit Karay)
  2. Hristiyanlıkta ruhani lider, papaz

PEKÇE

  1. [zarf] İyice
    • "Düğüncüler akşama kadar güneş altında pişmiş, bıkmış, yanmış oldukları için rakı sofrasına pekçe sokuldular." (Memduh Şevket Esendal)

PENYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
  2. Bu kumaştan yapılmış üst giysisi

PERKİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Tatlı su levreği (Perca fluviatilis)

PEYKE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle eski iş yerlerinde ve evlerde bulunan, duvara bitişik alçak, tahta sedir, kerevet
    • "Tıpkı köyünde bir kahvenin peykesi üstüne oturur gibi oturuyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

PELÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İnce ve yarı saydam bir tür kâğıt

PERVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çekinme, sakınma, korku
    • "Islanmışın yağmurdan pervası mı olur?" (Rıfat Ilgaz)

PENSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya kıskaç
  2. Birçok meslek dalında çeşitli nesneleri sıkmak, germek, kıvırmak, tutmak vb. işler için kullanılan değişik biçimlerde el aleti, pens

PEYDA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Belli, açık, peydah
    • "Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Tepeye tırmandıkça başımızın üstünde koyu mor bir aydınlık peyda oluyor." (Aka Gündüz)

PEDAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, ayaklık

PERDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü
    • "Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Tiyatro topluluğu 'Kaos' adlı oyunla perdelerini ilk kez açmıştı." (Ahmet Cemal)
  2. Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey
    • "Sinema perdesi. Karagöz perdesi."
  3. İki yeri birbirinden ayıran bölme
    • "Duvarın önüne çekilen tahta perdeye yapıştırılmış ilanlara bakıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Seste pes perde
    • "Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı." (Ahmet Mithat)
  5. Doğruyu görmeye engel olan şey
    • "Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi."
  6. Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
  7. Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
  8. Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
  9. Katarakt
    • "Gözlerine perde inmiş."
  10. Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri
    • "Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti." (Memduh Şevket Esendal)

PERUK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Takma saç, peruka

PEÇİÇ

  1. [isim] Zar yerine yedi tane küçük deniz hayvanı kabuğu atılarak bunların açık taraflarının üste veya alta gelmelerine göre taş ilerleterek oynanan bir oyun
    • "Muşamba fenerlerle kadın misafirler geldi, epeyce bir zaman peçiç ve yüzük oynandı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir tür kâğıt oyunu
    • "Pek neşeli vaktinde hizmetçi kadınla peçiç oynar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

PERON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Otobüs terminallerinde aracın yanaştığı, yolcuların inip binmesine yarayan bölüm
  2. Tren, tramvay, metro istasyonlarında yol boyunca uzanan, inilip binilen özel bölüm
    • "Peronla yolcu vagonlarını ayıran parmaklığın otomatik demiri kapanıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü