Başında par olan 6 harfli 16 kelime var. Par ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde par olan kelimeler listesine ya da sonu par ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında par bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A P R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARP, RAP
2 Harfli Kelimeler
AR, PA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARKÇI
-
-
[isim]
Parkı işleten kimse
-
[isim]
Parkı işleten kimse
- PARALI
-
-
[sıfat]
Parası çok olan, zengin (kimse)
-
Para karşılığında sağlanan, bedava olmayan
- "Paralı okul. Paralı iş."
-
Üzerinde yuvarlak ve irice benekleri olan
- "Paralı basma."
-
[sıfat]
Parası çok olan, zengin (kimse)
- PARACI
-
-
[isim]
Parayı seven kimse
-
[isim]
Parayı seven kimse
- PARODİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya alarak, biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaratan bir oyun türü
-
[isim]
Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya alarak, biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaratan bir oyun türü
- PARADİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
- PARTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tiyatro, sinema vb. yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kat ve burada bulunan koltuklar
- "Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tiyatro, sinema vb. yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kat ve burada bulunan koltuklar
- PARSEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İmar yasalarına göre ayrılıp sınırlanmış arazi parçası
-
[isim]
İmar yasalarına göre ayrılıp sınırlanmış arazi parçası
- PARFÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güzel koku
-
Şişelenmiş güzel koku
-
[isim]
Güzel koku
- PARACA
-
-
[zarf]
Para ile ilgili olarak, para bakımından
- "Paraca cömert davranması yeterdi kadınların hoşlanması için." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Para ile ilgili olarak, para bakımından
- PARDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
"Özür dilerim, affedersiniz" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Miras işini babama, pardon ... annemin Türk kocasına bırakıyorum." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
"Özür dilerim, affedersiniz" anlamlarında kullanılan bir söz
- PAROLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
- "Bir asker uzaktan, görünmeyen bir yerden parola soruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Varılmak istenen amacı özetleyen söz
- "Öyleyse ya istiklal ya ölüm! İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı." (Atatürk)
-
Gizlilik ortamında insanların birbirini tanımalarını ve anlaşmalarını sağlayan işaret
- "Eşinin balkona asacağı çamaşırların parolasından İngiliz polisinin o gün kendini evde arayıp aramadığını ve civarda nöbet tutup tutmadığını anlar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
- PARMAK
-
-
[isim]
İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
- "Uzun, sinirli parmakları locanın kenarında uzanmış, boksörün kulağını koparıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hele geçen gün o Meşincioğlu Kerim Bey'e yaptığın işe parmak ısırdım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu küçük beldede kocaman işler göreceğini, herkese parmak ısırtacak eserler çıkaracağını zannediyordu." (Refik Halit Karay)
- "Ne istersin çocuk, çocuktan? dedi. Daha parmak kadar, kemikleri kırılacak, öyle ince." (Orhan Kemal)
-
[sıfat]
Eni bu organ kadar olan
- "Değneği iki parmak kısaltmalı."
- "Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan
- "Bir parmak bal."
-
Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri
-
İnç
-
Bir işe karışmış olma ilgisi
- "Bu işte onun parmağı var."
-
Arşının yirmi dörtte biri
-
[isim]
İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
- PARKUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
-
Gezi ve yürüyüş yapılan özel yol
-
[isim]
Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
- PARLAK
-
-
[sıfat]
Parlayan, ışıldayan
- "Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Temiz ve ışıklı
- "Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Göze çarpacak kadar başarılı
- "Birinci İnönü Harbini parlak bir zaferle kazandık." (Aka Gündüz)
-
Yüzü güzel (oğlan)
-
[sıfat]
Parlayan, ışıldayan
- PARTAL
-
-
Çok kullanılmaktan yıpranmış, eskimiş
- "Vücudu eski partal esvapları içinde çarpık çurpuk eski bir değneğe dönmüştü." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Abartılmış söz, yalan
-
Çok kullanılmaktan yıpranmış, eskimiş
- PARİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki ülke parasının karşılıklı değeri
-
[isim]
İki ülke parasının karşılıklı değeri