Sonunda p olan 5 harfli 102 kelime var. P harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da başında p harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et
- "Oradan ayrılınca hemen çarşıya koşar, sıcak bir ekmek alır, içini kebapla doldurur, anama götürürdüm." (Halide Edip Adıvar)
-
Kızartma, çevirme veya kavurma yoluyla hazırlanan her türlü yiyecek
- "Kestane kebabı. Patlıcan kebabı."
-
[sıfat]
Kavrulmuş, kızarmış
- "Kebap mısır."
-
[sıfat]
Yanmış, yanık
-
[isim]
Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et
- HESAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aritmetik
- "Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar?" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Meclis kapanacak ve orada hükûmeti hesaba çekeceklermiş." (Atatürk)
- "Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu." (Necati Cumalı)
-
Matematiksel işlem
- "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Alacaklı veya borçlu olma durumu
- "Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kemeraltı Caddesi'ne varınca arabadan inerek hesabını gördüm." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
-
Oranlama, tahmin
- "Evdeki hesap çarşıya uymamak."
-
Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
- "Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?." (Falih Rıfkı Atay)
-
Tutum, durum, anlayış
- "İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız." (Azra Erhat)
-
Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge
-
[isim]
Aritmetik
- ÇALAP
- ...
- KRAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kasınç
-
[isim]
Kasınç
- ÜSKÜP
- ...
- NASIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Atama
-
[isim]
Atama
- SEVAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayırlı bir davranış karşısında Tanrı tarafından verileceğine inanılan ödül
- "Bunun günahı değil, olsa olsa sevabı vardır." (Haldun Taner)
- "Gülsüm'ün sevinci sade sevap kazanmak ümidinden doğmuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Tanrı tarafından ödüllendirileceğine inanılan davranış
-
[isim]
Hayırlı bir davranış karşısında Tanrı tarafından verileceğine inanılan ödül
- CALİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Celp eden, çeken, çekici
-
[sıfat]
Celp eden, çeken, çekici
- ESBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sebepler, nedenler
-
[isim]
Sebepler, nedenler
- RECEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi
-
[isim]
Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi
- İSTOP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışması ve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun
- "Arabanız birden istop etti."
-
[isim]
Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışması ve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun
- GURUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
- "Gurup etti güneş dünya karardı." (Niğdeli Hikmet)
-
Güneşin batması, batış
- "Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir'den bak." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
- HASEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişisel özellik, nitelik
-
[isim]
Kişisel özellik, nitelik
- HİZİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bölük, kısım
-
Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik
-
[isim]
Bölük, kısım
- KAYIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaybolma, yitme, yitim
- "Bizim yokuş son iki yılda çok kayıp vermişti. Cemal Nadir bu kayıpların en büyüğüydü." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Şu yeşil bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıplara karıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Kaybolmuş olan, yitik, zayi
- "Kayıp eşya."
-
[isim]
Kaybolma, yitme, yitim
- ÖZALP
- ...
- ERBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işten anlayan, bir işi iyi yapan kimse
- "Her işi erbabından sormalı."
-
[isim]
Bir işten anlayan, bir işi iyi yapan kimse
- CÜNÜP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinin buyurduğu biçimde henüz yıkanmadığı için temiz sayılmayan (kimse), cenabet
-
[sıfat]
Dinin buyurduğu biçimde henüz yıkanmadığı için temiz sayılmayan (kimse), cenabet
- MİYOP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Nesnelerin görüntüleri ağ tabakanın ön tarafında kaldığı için uzağı iyi göremeyen (göz)
- "Saffet ... miyop gözlerinin en sevimli gülümseyişiyle yanımıza geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
Gözleri uzağı iyi göremeyen (kimse)
-
[sıfat]
Nesnelerin görüntüleri ağ tabakanın ön tarafında kaldığı için uzağı iyi göremeyen (göz)
- KULÜP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Görüşme, konuşma, okuma, spor yapma vb. amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer
- "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Spor kulübü
- "Geceleri kapalı olan kulübün salonu aydınlanmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Kişilerin, toplulukların oluşturduğu grup
-
Milletlerin oluşturduğu grup, pakt
-
Herkese açık müzikli, içkili eğlence yeri
-
[isim]
Görüşme, konuşma, okuma, spor yapma vb. amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer