Sonunda p olan 3 harfli 41 kelime var. P harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da başında p harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CUP

  1. [isim] Suya düşen bir şeyin çıkardığı ses
    • "Cup diye denize düştü."

ALP

  1. [sıfat] Yiğit, kahraman

JİP
...
LÖP

  1. [sıfat] İri ve yumuşak

POP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Halkın arasında yaşayan motiflere, ögelere yer veren, onlardan yararlanan (kültür), popüler

KİP

  1. [isim] Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga
  2. Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı
    • "Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir."
  3. [sıfat] Uygun, tıpatıp gelen
  4. [sıfat] Sağlam, dayanıklı
  5. Örnek, kalıp

BAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kapı
  2. Kitaplarda bölüm, başlık
  3. Konu, husus
    • "Bir tanesi nedamet babında spikerin bize dediklerini bir daha tekrarladı." (Haldun Taner)
  4. Arap dil bilgisinde mastar çeşitlerinden her biri

KÜP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap
    • "Ahırda kırık bir küpün içine, samanlarla çuvalların altına saklamış, gitti, getirdi." (Haldun Taner)
    • "O zamandan beri küpe dönmüş. Hâlbuki o zamanlar ne ince bir kızdı." (Haldun Taner)
    • "Ertesi günü babam horozun ölüsünü bulunca küplere bindi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Sarhoş

LOP

  1. [sıfat] Yumuşak, yuvarlak ve irice
    • "Lop et."

LAP

  1. [isim] Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan ses
    • "Hamur lap diye yere düştü."

CEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış parça
    • "Elleri ceplerinde, kapıdan kapıya gidip geliyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Dünyayı bir tüketim çılgınlığına itip ceplerini doldurmuşlardı." (Haldun Taner)
    • "Kâğıt parasını oyuna başlamadan peşinen cepten vereceğiz." (Kemal Tahir)
  2. Trafiği kolaylaştırmak, araçların durabilmesine olanak sağlamak için yaya kaldırımları veya şehirler arası yolların kenarlarına yapılan cep biçimindeki taşıt yanaşma yeri
  3. Cep telefonu
    • "Seninle yarın cepten konuşuruz."
  4. Savaş alanının bir yerinde düşmanın geriletilmesiyle ortaya çıkan taktik durum, çökertme

TOP

  1. [isim] Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne
    • "Havası boşalmış bir futbol topu..." (Aka Gündüz)
    • "İngilizlerin topa tuttuğu yerlere gidip bir saat kadar muhtelif çapta birçok mermi ölçtüm." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Biz kim oluyoruz ki veresiye verelim, iki günde topu atarız." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça
    • "Kantarın topu. Duvar saatinin topu."
  3. Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı, ferde
    • "Bir top basma. İki top ipekli."
  4. Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı
    • "Kâğıt topları."
  5. [sıfat] Yuvarlak biçimde olan, toparlak
    • "Bunlardan sonra top sakallı, çocuk yüzlü Şaban'ın dizi en çok sevdiği yerdi." (Halide Edip Adıvar)
  6. [zarf] Tamamen, bütünüyle
  7. Homoseksüel erkek
  8. Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah
    • "Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor / Barbaros belki donanmayla seferden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÇAP

  1. [isim] Cisimlerin genişliği, kutur
    • "Tüfeklerin çaplarını sorsanız cevabını veremezler." (Ömer Seyfettin)
  2. Büyüklük
  3. Ölçü, ölçek
    • "Bütün bu çabalar da Alman edebiyatını dünya çapında bir güce kavuşturmaya yetmiyor." (Haldun Taner)
  4. Yapının veya arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita
  5. Bilgi, deneyim ve yeteneklerin tümü
    • "Her şeyde olduğu gibi politikada da bu büyük rolü insanın kendi çapı oynar." (Haldun Taner)
  6. Uç noktaları dairenin çevresi üzerinde bulunan ve çemberin merkezinden geçen doğru parçası

TÜP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru
  2. İçine krem, diş macunu, ilaç vb. maddeler konulan, bir ucu burgu kapaklı, plastik veya metal boru
    • "Tüpte kalan iki üç taneyi de yol ihtiyatı olarak zorla kendisine kabul ettirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Akışkan maddelerin konulduğu, genellikle silindir biçiminde, içi boş, ağzı özel tapalı kap
    • "Gaz tüpü."

ZIP

  1. [isim] Zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketi veya çıkardığı ses

HEP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak
  2. Sürekli olarak, her zaman, daima
    • "Hep seni düşünüyorum."

HAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kolayca yutulabilmesi için toparlak durumuna getirilmiş ilaç
    • "Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
    • "Gideceğimiz kasabada iki yazlık sinema varsa hapı yutmuşuzdur." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir içimlik afyon

LUP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir tür büyüteç
    • "Sol gözüne lupunu iliştirmiş, beyaz taş yüzüğü, bir türlü elinden bırakamıyordu." (Cahit Uçuk)

ÇÖP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
    • "Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." (Peyami Safa)
    • "Dairedeki levazım müdürü çöp atlamazın biridir, diyorlar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi

KAP

  1. [isim] İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
    • "Aynı yazar bu kabına sığamayan oyuncunun el, kol, yüz kıpırtılarını da şöyle dile getirir." (Salâh Birsel)
  2. Kap kacak
  3. Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
  4. Kapak, cilt

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü