Başında oyun olan 18 kelime var. Oyun ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde oyun olan kelimeler listesine ya da sonu oyun ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında oyun bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

OYUNLAŞTIRILMAK

14 Harfli Kelimeler

OYUNLAŞTIRILMA

13 Harfli Kelimeler

OYUNLAŞTIRMAK

12 Harfli Kelimeler

OYUNBOZANLIK, OYUNCAKÇILIK, OYUNLAŞTIRMA

10 Harfli Kelimeler

OYUNBAZLIK, OYUNCUKTAN

9 Harfli Kelimeler

OYUNBOZAN, OYUNCAKÇI, OYUNCAKLI, OYUNCULUK

7 Harfli Kelimeler

OYUNBAZ, OYUNCAK, OYUNLUK

6 Harfli Kelimeler

OYUNCU, OYUNTU

4 Harfli Kelimeler

OYUN


Kelime bulma makinesi

N O U Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

OYUN

2 Harfli Kelimeler

ON, OY, UN, UY, YO

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OYUNLAŞTIRILMAK

  1. [nsz] Oyun biçimine getirilmek

OYUNLAŞTIRILMA

  1. [isim] Oyunlaştırılmak durumu

OYUNLAŞTIRMAK

  1. [-i] Tiyatro türünden olmayan herhangi bir eseri teknik yönden oynanabilir duruma getirmek

OYUNLAŞTIRMA

  1. [isim] Oyunlaştırmak işi

OYUNBOZANLIK

  1. [isim] Oyunbozan olma durumu, mızıkçılık
    • "Ama hiçbir arkadaş böyle işlerde oyunbozanlığı kabul etmezdi." (Tarık Buğra)
    • "Şimdi arkadaşlarım oyunbozanlık ettiğim için bana ne kadar kızgındırlar." (Osman Cemal Kaygılı)

OYUNCAKÇILIK

  1. [isim] Oyuncak yapma veya satma işi

OYUNBAZLIK

  1. [isim] Düzencilik, hilecilik

OYUNCUKTAN

  1. [zarf] Oyun benzeri olsun diye
    • "Yastığın üstünde oyuncuktan yuvarlandın, ödüm koptu yataktan aşağıya düşeceksin diye." (Nazlı Eray)

OYUNCAKÇI

  1. [isim] Oyuncak yapan veya satan kimse

OYUNBOZAN

  1. Birlikte yapılmasına karar verilen bir işten tek taraflı cayan (kimse), mızıkçı

OYUNCULUK

  1. [isim] Oyun oynama işi
  2. Sahne sanatçılığı
    • "Oyunculuk ki o devirde toplum dışı bir parya işi sayılmaktadır." (Haldun Taner)
  3. Düzencilik, hilecilik

OYUNCAKLI

  1. [sıfat] Oyuncağı olan
  2. Çocuksu, çocuk gibi davranan
    • "Şimdi oyuncaklı kadın ruhuyla değil, açık söylüyorum." (Peyami Safa)

OYUNLUK

  1. [isim] Tiyatroda oyun oynanan yer, sahne

OYUNBAZ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [sıfat] Oynamayı seven
  2. Düzenci, hileci
    • "O zavallı Çolak'ın nasıl bir oyunbaz olduğunu şimdi biliyordu." (Tarık Buğra)

OYUNCAK

  1. [isim] Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey
    • "Çocuğun elinde oyuncak bir köpek." (Burhan Felek)
  2. Önemsiz ve kolay iş
    • "Oyuncak değil, mesele çok ciddi."
  3. Başkaları tarafından bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan güçsüz kimse

OYUNTU

  1. [isim] Oyulmuş bölüm
    • "Ceketin kol oyuntusu iyi açılmamış."
  2. Oyuk, çukur

OYUNCU

  1. [isim] Herhangi bir oyunda oynayan kimse
    • "Oyuncuları meydana çağırıyor ve düdüğümü çalıyorum." (Peyami Safa)
  2. Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris
    • "Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?" (Peyami Safa)
  3. [sıfat] Oyunu seven
    • "Oyuncu kedi."
  4. [sıfat] Düzenci, hileci
  5. [sıfat] Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse)
    • "Oyuncu bir pehlivan."

OYUN

  1. [isim] Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence
    • "Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
    • "Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim." (Refik Halit Karay)
    • "Millî takım güzel bir oyun çıkardı."
    • "Kendisine oyun ettim diye, benden kuşkulandığı hâlde gene bana başvuruyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Kumar
    • "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." (Peyami Safa)
  3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner
    • "Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu."
  4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
  5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
    • "Zeybek oyunu."
    • "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." (Halide Edip Adıvar)
  6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
  7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma
    • "Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları."
  8. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
  9. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
  10. Hile, düzen, desise, entrika
    • "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü