Başında oy olan 7 harfli 23 kelime var. Oy ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde oy olan kelimeler listesine ya da sonu oy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında oy bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
O Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OY, YO
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OYNATMA
-
-
[isim]
Oynatmak işi
- "Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Oynatmak işi
- OYLUMLU
-
-
[sıfat]
Oylumu olan, hacimli
-
Büyük, geniş
-
[sıfat]
Oylumu olan, hacimli
- OYNANMA
-
-
[isim]
Oynanmak işi
-
[isim]
Oynanmak işi
- OYNAŞMA
-
-
[isim]
Oynaşmak işi
-
[isim]
Oynaşmak işi
- OYALAMA
-
-
[isim]
Oyalamak işi
- "Bilirim bu oyalama usullerini." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Oyalamak işi
- OYDAŞMA
-
-
[isim]
Düşünce birliği içerisinde olma
-
[isim]
Düşünce birliği içerisinde olma
- OYLAMAK
-
-
[-i]
Oya koymak veya oya sunmak
-
[-i]
Oya koymak veya oya sunmak
- OYNAKÇA
-
-
[sıfat]
Oynak
- "Oynakça davranış."
-
[zarf]
Oynak olarak
- "Oynakça davranıyor."
-
[sıfat]
Oynak
- OYLATMA
- ...
- OYNATIM
-
-
[isim]
Oynatma işi
-
Sinema endüstrisinin, filmlerin seyircilere gösterilmesi işiyle uğraşan kolu
-
[isim]
Oynatma işi
- OYLANMA
-
-
[isim]
Oylanmak işi
-
[isim]
Oylanmak işi
- OYNATIŞ
-
-
[isim]
Oynatma işi veya biçimi
-
[isim]
Oynatma işi veya biçimi
- OYNAMAK
-
-
[nsz]
Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
- "Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek
- "Babalar çocuklarının yanında rakı içer, kumar oynarsa çocuklar da ayyaş ... olurlar." (Burhan Felek)
-
Kımıldamak, hareket etmek
-
[-le]
Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak
-
Bir film, oyun vb.nde rol almak
- "Bütün rolleri, şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Film gösterilmek
- "Bu akşam televizyonda hangi film oynuyor?"
-
Tiyatro eseri sahneye konmak
- "Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek
- "Birdenbire apartman kapısının oynadığını hissettim." (Peyami Safa)
-
İnsan gerekli görevini yapacak hareketten yoksun olmak
- "Hastanın bacağı oynamıyor."
-
Sarsılmak, yeri değişmek
- "Depremde yapı oynadı."
-
Sporla ilgili çalışmalara katılmak
- "Tenis oynamak."
-
Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak
- "Ne oynadığı gazinonun ismini söyledi ne de danslarından bahsetti." (Refik Halit Karay)
-
Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak
- "Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla." (Necati Cumalı)
-
Değişiklik göstermek
- "Bunların fiyatı iki bin ile üç bin lira arasında oynar."
-
[-le]
Tehlikeye düşürmek
- "Benim sağlığımla oynama."
-
Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek
-
[-le]
Rastgele yön vermek, aldatmak
- "Talih bizimle oynuyor."
-
[-le]
Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmak
- "Koca adamla oynamaya utanmıyor musun?"
-
Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak
-
[nsz]
Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
- OYDURMA
-
-
[isim]
Oydurmak işi
-
[isim]
Oydurmak işi
- OYLAŞMA
-
-
[isim]
Müzakere
-
[isim]
Müzakere
- OYUNBAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Oynamayı seven
-
Düzenci, hileci
- "O zavallı Çolak'ın nasıl bir oyunbaz olduğunu şimdi biliyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Oynamayı seven
- OYNANIŞ
-
-
[isim]
Oynanma işi veya biçimi
-
[isim]
Oynanma işi veya biçimi
- OYNAYIŞ
-
-
[isim]
Oynama işi veya biçimi
-
[isim]
Oynama işi veya biçimi
- OYUNCAK
-
-
[isim]
Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey
- "Çocuğun elinde oyuncak bir köpek." (Burhan Felek)
-
Önemsiz ve kolay iş
- "Oyuncak değil, mesele çok ciddi."
-
Başkaları tarafından bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan güçsüz kimse
-
[isim]
Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey
- OYUNLUK
-
-
[isim]
Tiyatroda oyun oynanan yer, sahne
-
[isim]
Tiyatroda oyun oynanan yer, sahne