Başında ol olan 6 harfli 17 kelime var. Ol ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ol olan kelimeler listesine ya da sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ol bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OLUMLU

  1. [sıfat] Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
    • "Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz." (Necati Cumalı)
  2. Yapıcı
    • "Olumlu tip, olumlu sanat diye bir şeyler tutturmuşlardı." (Necati Cumalı)
  3. Onaylayan, kabul eden, lehte olan
    • "Olumlu bir cevap."
  4. Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif
  5. Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı

OLAYCI
...
OLUŞUK

  1. [sıfat] Oluşmuş
  2. [isim] Bir jeoloji döneminde meydana gelmiş katmanlar dizisi
    • "Üçüncü zaman oluşukları."

OLTACI

  1. [isim] Balık avı gereci satan kimse
  2. Olta ile balık avlamada usta kimse

OLUKLU

  1. [sıfat] Oluğu olan
  2. Üstünde yol yol olukları bulunan
    • "Oluklu saç. Oluklu mukavva."

OLUŞMA

  1. [isim] Oluşmak işi, teşekkül

OLUŞUM

  1. [isim] Oluşma işi, teşekkül, teşkil
  2. Katman, kütle, gök cismi vb.nin biçimlenme süreci

OLAMAZ

  1. [sıfat] Olmasını önleyecek derecede güçlü engelleri bulunan, olanaksız, gayrimümkün
    • "Havada uçmak, eskiden insan için olamaz sanılırdı."
  2. [ünlem] Hayret, şaşırma bildirmek için kullanılan bir söz

OLANAK

  1. [isim] Yararlanılan uygun şart veya durum, imkân
    • "Zamanını istediği gibi tasarruf etme olanağı elindedir." (Haldun Taner)

OLİVİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat, peridot

OLAYLI

  1. [sıfat] Olayı olan, olay çıkmış olan, hadiseli
    • "Olaylı bir toplantı."

OLGUCU

  1. [isim] Olguculukla ilgili olan, olguculuk yanlısı kimse, pozitivist

OLAĞAN

  1. [sıfat] Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı
    • "Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil, ulusal bir görevdir." (Tarık Buğra)
  2. Alışılmış olan, normal
    • "Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur." (Halide Edip Adıvar)

OLUNMA

  1. [isim] Olunmak işi veya durumu

OLACAK

  1. [sıfat] Olması, yapılması uygun olan
    • "Bu olacak iş mi?"
  2. [isim] Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey
    • "Olmuşa değil, olacağa bak!"
  3. [isim] Olmasının önüne geçilemeyen durum
    • "İş olacağına varır."

OLANCA

  1. [sıfat] Bütün, elde bulunanın hepsi
    • "Bunları unutmak, sarsılmamak, olanca dikkatini konu bulmaya sarf etmek gerekti." (Halide Edip Adıvar)

OLEFİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü