Başında ol olan 6 harfli 17 kelime var. Ol ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ol olan kelimeler listesine ya da sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ol bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OLUŞMA
-
-
[isim]
Oluşmak işi, teşekkül
-
[isim]
Oluşmak işi, teşekkül
- OLAYLI
-
-
[sıfat]
Olayı olan, olay çıkmış olan, hadiseli
- "Olaylı bir toplantı."
-
[sıfat]
Olayı olan, olay çıkmış olan, hadiseli
- OLACAK
-
-
[sıfat]
Olması, yapılması uygun olan
- "Bu olacak iş mi?"
-
[isim]
Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey
- "Olmuşa değil, olacağa bak!"
-
[isim]
Olmasının önüne geçilemeyen durum
- "İş olacağına varır."
-
[sıfat]
Olması, yapılması uygun olan
- OLUKLU
-
-
[sıfat]
Oluğu olan
-
Üstünde yol yol olukları bulunan
- "Oluklu saç. Oluklu mukavva."
-
[sıfat]
Oluğu olan
- OLTACI
-
-
[isim]
Balık avı gereci satan kimse
-
Olta ile balık avlamada usta kimse
-
[isim]
Balık avı gereci satan kimse
- OLANCA
-
-
[sıfat]
Bütün, elde bulunanın hepsi
- "Bunları unutmak, sarsılmamak, olanca dikkatini konu bulmaya sarf etmek gerekti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Bütün, elde bulunanın hepsi
- OLANAK
-
-
[isim]
Yararlanılan uygun şart veya durum, imkân
- "Zamanını istediği gibi tasarruf etme olanağı elindedir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yararlanılan uygun şart veya durum, imkân
- OLUNMA
-
-
[isim]
Olunmak işi veya durumu
-
[isim]
Olunmak işi veya durumu
- OLİVİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat, peridot
-
[isim]
Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat, peridot
- OLEFİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı
-
[isim]
Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı
- OLAĞAN
-
-
[sıfat]
Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı
- "Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil, ulusal bir görevdir." (Tarık Buğra)
-
Alışılmış olan, normal
- "Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı
- OLAYCI
- ...
- OLUŞUK
-
-
[sıfat]
Oluşmuş
-
[isim]
Bir jeoloji döneminde meydana gelmiş katmanlar dizisi
- "Üçüncü zaman oluşukları."
-
[sıfat]
Oluşmuş
- OLUMLU
-
-
[sıfat]
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- "Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz." (Necati Cumalı)
-
Yapıcı
- "Olumlu tip, olumlu sanat diye bir şeyler tutturmuşlardı." (Necati Cumalı)
-
Onaylayan, kabul eden, lehte olan
- "Olumlu bir cevap."
-
Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif
-
Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı
-
[sıfat]
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- OLAMAZ
-
-
[sıfat]
Olmasını önleyecek derecede güçlü engelleri bulunan, olanaksız, gayrimümkün
- "Havada uçmak, eskiden insan için olamaz sanılırdı."
-
[ünlem]
Hayret, şaşırma bildirmek için kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Olmasını önleyecek derecede güçlü engelleri bulunan, olanaksız, gayrimümkün
- OLGUCU
-
-
[isim]
Olguculukla ilgili olan, olguculuk yanlısı kimse, pozitivist
-
[isim]
Olguculukla ilgili olan, olguculuk yanlısı kimse, pozitivist
- OLUŞUM
-
-
[isim]
Oluşma işi, teşekkül, teşkil
-
Katman, kütle, gök cismi vb.nin biçimlenme süreci
-
[isim]
Oluşma işi, teşekkül, teşkil