Başında ol olan 4 harfli 10 kelime var. Ol ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ol olan kelimeler listesine ya da sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ol bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OLTU
- ...
- OLDU
-
-
[edat]
Evet
-
[ünlem]
Başüstüne
-
[edat]
Evet
- OLGU
-
-
[isim]
Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa
- "Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz." (Orhan Hançerlioğlu)
-
Varlığı deneyle kanıtlanmış şey
-
Edebî eserlerde olayı geliştiren davranış, iş
-
[isim]
Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa
- OLUŞ
-
-
[isim]
Olma işi veya biçimi, vuku
-
Oluşma, teşekkül, tekevvün
-
Bir durumdan öteki duruma geçiş
-
[isim]
Olma işi veya biçimi, vuku
- OLUR
-
-
[sıfat]
Olabilir
- "Bu olur iş mi?"
- "Olur ki kıza bir söz atar, olur ki sarkıntılık ederler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Olur tesadüf değil, dün Büyükada iskelesinde karşı karşıya gelince şaşırakaldım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Onay, tasdik, yapabilme izni
-
[edat]
“Evet” anlamında bir kabul sözü
- "Gazeteyi okur musun? -Olur."
-
[sıfat]
Olabilir
- OLMA
-
-
[isim]
Olmak işi veya durumu
-
[isim]
Olmak işi veya durumu
- OLAY
-
-
[isim]
Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka
- "O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." (Necati Cumalı)
- "Hınzır sıfır, sağda da olsa solda da olsa olaylar yaratıyor." (Aydın Boysan)
-
Önemli tarihsel olgu, fenomen
- "Nötron bombası günümüzün olayıdır."
-
[isim]
Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka
- OLEY
- ...
- OLUK
-
-
[isim]
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
- "Değirmen oluğu."
- "Para oluk gibi akıyordu Nahit'e." (Tarık Buğra)
-
Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
- "Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu." (Tarık Buğra)
-
Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol
-
[isim]
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
- OLTA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
- "Sersem balık gibi bu oltaya düşeceklerdi." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik
- "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı." (Tarık Buğra)
-
Hile, düzen, oyun, yem
- "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü