Sonunda n olan 4 harfli 81 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OYUN

  1. [isim] Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence
    • "Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
    • "Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim." (Refik Halit Karay)
    • "Millî takım güzel bir oyun çıkardı."
    • "Kendisine oyun ettim diye, benden kuşkulandığı hâlde gene bana başvuruyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Kumar
    • "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." (Peyami Safa)
  3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner
    • "Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu."
  4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
  5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
    • "Zeybek oyunu."
    • "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." (Halide Edip Adıvar)
  6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
  7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma
    • "Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları."
  8. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
  9. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
  10. Hile, düzen, desise, entrika
    • "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." (Haldun Taner)

PLAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
    • "Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." (Haldun Taner)
    • "Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış, plan kuruyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim
    • "O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çekim
  4. Düşünce, niyet, maksat, tasavvur
    • "Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi." (Ömer Seyfettin)

ÜRÜN

  1. [isim] Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
  2. Eser
    • "Cumhuriyet dönemi ressamlarının ürünleri sergilendi."
  3. Bir tutum ve davranışın ortaya çıkardığı şey
  4. Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey

İKON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dinî içerikli resimler

AÇAN

  1. [isim] Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı

ALAN

  1. [isim] Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  2. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  3. Yüz ölçümü
  4. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer
  5. Bir çalışma çevresi
    • "Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır." (Nurullah ataç)
  6. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
    • "Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı."
  7. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
  8. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

KLON

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kopya

SPİN
...
EMEN

  1. [isim] Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

EKİN

  1. [isim] Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum
    • "Yağmur vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli." (Tarık Buğra)
  2. Kültür, hars

İMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnanç
    • "Ben bu devreyi geçirinceye kadar imanım gevremiştir." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçlü inanç, inan
    • "Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Onun özveri, alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir, ferahlardınız." (Haldun Taner)
    • "Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi." (Halide Edip Adıvar)

YUAN
...
İZİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet
    • "Viyana'dan döneli bir ay olmuştu ve izni üç hafta sonra bitiyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Çalıştığı bankanın müdürlerinden birinin kızıyla nişanlanmak için izin alıp Edirne'ye gitmişti." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Annemden Hasan'la beraber Yeşilköy'e gitmek için izin istedim." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kendisi belediyeden birkaç gün izin kopararak onları ziyaret edecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil
    • "Yıllık iznini kullanıyor."

ÜLEN

  1. [isim] Ulan
    • "Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

OĞAN
...
ERİN

  1. [sıfat] Ergen

KAİN
...
UÇUN

  1. [isim] Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı

AYİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dinî tören
  2. Mevlevi tekkelerinde okunan ağır bestelerin biçimi

IŞIN

  1. [isim] Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
  2. Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri
  3. Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü