Sonunda n olan 3 harfli 58 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAN

  1. [isim] Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü
    • "Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir görev olmasına karşın, biz bu göreve yan çizmeyi yeğliyoruz." (Selim İleri)
    • "El âlem kaloriferli konaklarda yan gelip otururken sen işte böyle tir tir titrersin." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Köşke kurulalım; rahatımıza, keyfimize bakıp yan gelelim." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet
    • "Yaşlı garson yanımıza geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Genç bir jandarma zabiti, sert bir eda ile geçiyor, yan gözle bana bakıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Benden yana helal olsun."
    • "Annesini yanına almış."
  3. Yer
  4. Üst
  5. Birlikte, beraberinde olma
    • "Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler." (Necati Cumalı)
  6. Bedenin bir bölümü
    • "Sağ yanına inme inmiş."
  7. [sıfat] Üstte, altta, arkada veya önde olmayan
  8. [sıfat] İkinci derece olan
    • "İlacın yan etkileri."
  9. [sıfat] Tali
    • "Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler." (Anayasa)
  10. [zarf] Bir tarafa yönelerek
  11. İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri
  12. Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri
  13. Bir denklemde "=" işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri
  14. Taç

SİN

  1. [isim] Ölü gömülen yer, gömüt, mezar, kabir, metfen, makber
    • "Sana ibret gerek ise / Gel göresin bu sinleri." (Yunus Emre)

ÇAN

  1. [isim] İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
    • "Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı." (Falih Rıfkı Atay)
    • "İsterseniz çanıma ot tıkar, beni mahvedersiniz." (Orhan Kemal)

TON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
  2. Bin kilogramlık ağırlık birimi

ŞAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ün, san, şöhret
    • "Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi." (Ömer Seyfettin)
  2. Gösteriş, gösterişlilik

BEN

  1. [isim] Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
    • "Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır." (Âşık Ömer)
  2. En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi
  3. Saçta, sakalda beliren beyazlık

AYN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Göz

BÖN

  1. [sıfat] Budala, saf, avanak, ahmak
    • "Genç adam çirkin hatta biraz bön." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)

ZON
...
GÜN

  1. [isim] Güneş
    • "Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "O geceyi çok rahatsız geçiren Rıza ertesi sabah gün ağarırken kalktı." (Haldun Taner)
    • "Doktordan gün almam gerekir."
    • "Değişiveren şartlar karşısında gün doğmadan neler doğar diye düşündüğü çok olmuştu." (Ayşe Kulin)
  2. Güneş ışığı
    • "Beş yaşından iki gün aldı."
    • "Süleyman kâhya gün atıncaya kadar çadırların arasında dolaştı." (Yahya Kemal)
    • "Benim tavukların günü daha dolmamışsa suçlu olan ben miyim?" (Zeyyat Selimoğlu)
  3. Gündüz
    • "Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş." (Haldun Taner)
  4. Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre
    • "Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da." (Necati Cumalı)
  5. İçinde bulunulan zaman
    • "Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. Zaman, sıra
    • "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." (Haldun Taner)
  7. Çağ, devir
  8. İyi yaşanmış zaman
    • "Zavallı, gün görmedi."
  9. Bayram niteliğinde özel gün
    • "Bugün Fransızların günü imiş."
  10. Belirli günlerde ev hanımlarının konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı
    • "Yarın Ayşe Hanım'ın günü."
  11. Tarih

TEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
    • "Tene yapışıp benek benek su kabarcıkları dolan sert mayolar..." (Refik Halit Karay)
  2. Vücut
    • "Tende can kalmadı."

TÜN

  1. [isim] Gece

VAN
...
LAN

  1. [ünlem] Ulan
    • "İte bak lan, dedi, nasıl da horozlanıyor?" (Necati Cumalı)

KIN

  1. [isim] Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
  2. Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

FİN
...
YÜN

  1. [isim] Koyun tüyü
    • "Bu şiltenin yünü az gelmiş."
  2. [sıfat] Bu tüyden yapılmış
    • "Rahat, yünden, yumuşak bir terlik giyin." (Sait Faik Abasıyanık)

KİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık, garaz
    • "Adımız miskindir bizim / Düşmanımız kindir bizim." (Yunus Emre)
    • "İstanbul'dan ayrılmana o sebep oldu, diye gizli gizli ona kızacak, kin bağlayacaktım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize." (Yunus Emre)
    • "Herkes ancak bir iki düşman için kin duyar." (Abdülhak Şinasi Hisar)

FÖN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sıcak, kuru ve sert esen bir tür rüzgâr
  2. Bu rüzgârı veren bir aletle saçı kurutup biçim vererek tarama

BUN

  1. [isim] Sıkıntı
    • "Soluğunu kesen acı, göğsünü sıkıştıran bun sancılarına benzemiyordu." (Atilla İlhan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü