Başında mü olan 8 harfli 180 kelime var. Mü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mü olan kelimeler listesine ya da sonu mü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜFREDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan bireyler, ayrıntılar
-
Öğretim programı
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan bireyler, ayrıntılar
- MÜNAKASA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eksiltme
-
[isim]
Eksiltme
- MÜRECCAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yeğ
-
[sıfat]
Yeğ
- MÜZEYYEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Süslenmiş, bezenmiş
-
[sıfat]
Süslenmiş, bezenmiş
- MÜSAMAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hoşgörü, tolerans
-
Görmezlikten gelme, göz yumma
-
[isim]
Hoşgörü, tolerans
- MÜHEYYİÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Coşturucu, heyecan verici
-
[sıfat]
Coşturucu, heyecan verici
- MÜSTAKAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İstikrar bulmuş, durulmuş
-
[isim]
Karar kılınan, yerleşilen yer
-
[sıfat]
İstikrar bulmuş, durulmuş
- MÜHİMMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaş gereçleri
- "Otomobillerdeki topçu mühimmatını kurtarıp mahalline ulaştırmak elzemdi." (Aka Gündüz)
-
Cephane
-
[isim]
Savaş gereçleri
- MÜNHEZİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bozguna uğramış, bozulmuş, yenilmiş
-
[sıfat]
Bozguna uğramış, bozulmuş, yenilmiş
- MÜMEYYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İyiyi, kötüyü, doğru ve yanlışı ayıran, seçen
-
[isim]
Ayırtman
- "Neşemden duramıyor, öbür mümeyyizlerle konuşuyor, gülüyordum." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yazıları beyaz kâğıda temize çeken kimse
- "O, 'yazıla' işaretini koydu mu mümeyyiz temize çeker." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
İyiyi, kötüyü, doğru ve yanlışı ayıran, seçen
- MÜNTESİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yere, birine bağlanmış, kapılanmış, intisap etmiş olan
-
İlgisi bulunan, ilgili
-
[sıfat]
Bir yere, birine bağlanmış, kapılanmış, intisap etmiş olan
- MÜDEBBİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İşin arkasını ve sonunu düşünüp çare arayan, önlem alan
- "Bu kız, çocuk gibi görünürmüş, amma yüz yaşındaki bir ihtiyar kadar müdebbir ve ağırbaşlı imiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
İşin arkasını ve sonunu düşünüp çare arayan, önlem alan
- MÜSAMERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okullarda öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence
- "Bir gün Şişli Ermeni yetimhanesi menfaatine verilen bir müsamereye gitmişlerdi." (Haldun Taner)
-
Çoğunlukla akşam toplantısı, akşam eğlencesi
-
[isim]
Okullarda öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence
- MÜŞEBBEH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeyle arasında benzerlik bulunan, benzetilen
-
[sıfat]
Bir şeyle arasında benzerlik bulunan, benzetilen
- MÜZİSYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Müzikçi, müzik sanatçısı
-
[isim]
Müzikçi, müzik sanatçısı
- MÜLTEFİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güler yüz gösteren, hoş davranan
-
[sıfat]
Güler yüz gösteren, hoş davranan
- MÜNFERİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tek, ayrı, kendi başına olan
-
[sıfat]
Tek, ayrı, kendi başına olan
- MÜSEDDES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Altıgen
-
Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşmuş nazım biçimi
-
[isim]
Altıgen
- MÜZEBZEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bozuk (yönetim)
-
Çok karışık, karmakarışık
-
[sıfat]
Bozuk (yönetim)
- MÜNHASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus
- "Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sınırlanmış, sınırlı
- "Harp yalnız Avrupa'ya münhasır kalmadı."
-
[sıfat]
Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus