İçinde nasip olan 15 kelime var. İçerisinde NASİP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nasip olan kelimeler listesine ya da Sonu nasip ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

NASİPLENEBİLMEK

14 Harfli Kelimeler

NASİPLENDİRMEK, NASİPLENEBİLME

13 Harfli Kelimeler

LİSANIMÜNASİP, NASİPLENDİRME

11 Harfli Kelimeler

NASİPLENMEK, NASİPSİZLİK

10 Harfli Kelimeler

NASİPLENME, NASİPLİLİK

9 Harfli Kelimeler

MÜTENASİP, NAMÜNASİP

8 Harfli Kelimeler

NASİPSİZ

7 Harfli Kelimeler

MÜNASİP, NASİPLİ

5 Harfli Kelimeler

NASİP


Kelime bulma makinesi

A N P S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

NASİP, NİSAP

4 Harfli Kelimeler

NAİP, NİSA, SPİN

3 Harfli Kelimeler

ANİ, ASİ, İSA, NAS, PAS, PİS, SAN, SAP, SİN

2 Harfli Kelimeler

AN, AS, İN, İP, İS, PA, Pİ, Sİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NASİPLENEBİLMEK
...
NASİPLENEBİLME
...
NASİPLENDİRMEK
...
NASİPLENDİRME
...
LİSANIMÜNASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karşısındakinin kolayca anlayabileceği dil ve üslup

NASİPLENMEK

  1. [-den] Nasibini almak, sebeplenmek

NASİPSİZLİK

  1. [isim] Nasipsiz olma durumu

NASİPLİLİK

  1. [isim] Nasipli olma durumu

NASİPLENME

  1. [isim] Nasiplenmek işi

MÜTENASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Orantılı, oranlı, uygun

NAMÜNASİP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Uygunsuz
    • "Bazı kimseler, bana müracaat ederek bu namünasip hâllerden şikâyet ettiler." (Reşat Nuri Güntekin)

NASİPSİZ

  1. [sıfat] Nasibi olmayan, kısmetsiz
  2. Her istediğine ulaşamayan

MÜNASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun, yerinde
    • "O şekilde yaşayacak olsam İstanbul daha münasiptir." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Karısını affederek onunla barışmayı daha münasip bulduğunu bildiriyordu." (Haldun Taner)
    • "O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu." (Atilla İlhan)
    • "Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü." (Halide Edip Adıvar)
  2. Beğenilen, hoşa giden
    • "Yaşta küçük amma boyda münasip / Sallanıyor bir fidanca dal gibi." (Dadaloğlu)

NASİPLİ

  1. [sıfat] Nasibi olan, kısmetli
  2. Her istediğine kolayca ulaşan

NASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin payına düşen şey
    • "Acaba İstanbul'u bir daha görmek nasip olacak mı?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Herkes ondan haz veya hüzün, kendi nasibini alırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey
    • "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz." (Aka Gündüz)
    • "Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış." (Salâh Birsel)
    • "Allah bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi." (Refik Halit Karay)
  3. Kısmet, talih, baht
    • "Tembellerin nasibi aç kalmaktır."
  4. Günlük kazanç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü