Sonunda mum olan 8 kelime var. MUM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mum olan kelimeler listesine ya da başında mum olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ALELUMUM, MAKSİMUM
BİLUMUM, MİNİMUM, OPTİMUM
MAĞMUM
UMUM
MUM
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAKSİMUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
En çok, en büyük, en yüksek (derece, nicelik), azami, maksimal
-
Değişebilen bir niceliğin varabileceği en yüksek olan (sınır), azami, maksimal
-
En çok, en büyük, en yüksek (derece, nicelik), azami, maksimal
- ALELUMUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Genel olarak, genellikle
-
[zarf]
Genel olarak, genellikle
- OPTİMUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
En elverişli, en iyi olan, optimal
-
[sıfat]
En elverişli, en iyi olan, optimal
- MİNİMUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
En az, en küçük (derece, nicelik)
-
Değişken bir niceliğin inebileceği en alt olan (sınır), asgari, minimal
-
[sıfat]
En az, en küçük (derece, nicelik)
- BİLUMUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün, hep, kamu, ... -in hepsi
- "Bu tebligat Anadolu ve Rumeli'de bulunan bilumum ordu ve kolordu kumandanlarına tebliğ olunmuştur." (Atatürk)
-
[sıfat]
Bütün, hep, kamu, ... -in hepsi
- MAĞMUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gamlı
- "Otobüsün içi, bizimkilerin mağmum kalplerinden, mağmum bakışlarından bin kez iyi." (Adalet Ağaoğlu)
-
Sıkıcı, kapanık (hava)
-
[sıfat]
Gamlı
- UMUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün, tüm, kamu
- "Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zamir]
Herkes, halk, ahali
- "Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bütün, tüm, kamu
- MUM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
- "Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Öteki çocuklar mum kesilmişler, sahte bir sessizlikle birer disiplin modeli olmuşlardı." (Çetin Altan)
- "Kısacası, böyle bir komşuyu mumla arasa bulamayacaktır." (Tarık Buğra)
-
Bal mumu
- "O bu işe çoktan mum olmuştur ama kendini naza çekiyor."
-
Işık şiddeti birimi, kandela
-
Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
- "En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur."
-
[isim]
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı