Sonunda met olan 7 harfli 15 kelime var. MET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde met olan kelimeler listesine ya da başında met olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MET, TEM
2 Harfli Kelimeler
EM, ET, ME, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VAHAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güçlük, korkulacak tehlikeli durum
- "İşin aramızda mutlak bir ayrılıkla halledilmesi lazım gelecek derecede vahameti olmadığını anlıyorum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Güçlük, korkulacak tehlikeli durum
- GANİMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal
-
Bir rastlantı sonucu ele geçen kazanç veya imkân
-
Yağma sonrasında elde kalan mal, çalıntı
-
[isim]
Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal
- HÜKÜMET
- ...
- SAKAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bozukluk, yanlışlık, eksiklik
-
[isim]
Bozukluk, yanlışlık, eksiklik
- KERAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı durum
- "Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
-
Olağanüstü durum
-
[isim]
Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı durum
- HUSUMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hasım olma durumu
-
Düşmanlık
-
[isim]
Hasım olma durumu
- MELAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kınama, ayıplama, azarlama, çıkışma
-
[isim]
Kınama, ayıplama, azarlama, çıkışma
- FEHAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüklük, ululuk
-
Değer
-
[isim]
Büyüklük, ululuk
- SELAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Esen olma durumu, esenlik
-
Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvende olma durumu
- "İki şimşek çakıp bir gök gürlemeye görsün, o zaman selameti kaçışta buluruz." (Haldun Taner)
-
Anlatıma temel olan düşüncenin her bakımdan doğru ve sağlam olması
-
[isim]
Esen olma durumu, esenlik
- MUTEMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli
-
Kendisine inanılıp güvenilen kimse
-
[isim]
Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli
- NEDAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pişmanlık
- "Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Ben şimdi nedamet getirdim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Pişmanlık
- CESAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüklük, irilik
- "Dağdan baktığınızda her biri beş altı fil cesametinde." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Büyüklük, irilik
- HÜKUMET
- ...
- HEZİMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yenilgi
-
[isim]
Yenilgi
- KIYAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü
- "Asker az olmakla kıyamet mi kopar?" (Namık Kemal)
- "Yeni Türkler de bir ad kor, o adın kıyamete kadar sürmesini isterler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Seni bir daha görmek kıyamete mi kaldı?" (Halide Edip Adıvar)
- "Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?" (Mehmet Akif Ersoy)
-
Gürültülü karışıklık, gürültü patırtı
- "Bağırma, çağırma, kıyamet, polisler Mustafa'yı çalyaka götürürler." (Peyami Safa)
-
Büyük felaket, afet
-
[isim]
Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü