Başında mera olan 18 kelime var. Mera ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mera olan kelimeler listesine ya da sonu mera ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mera bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MERAKLANDIRMAK
MERAKLANDIRMA
MERAKLANMAK, MERAKSIZLIK
MERAKLANIŞ, MERAKLANMA, MERAKLILIK, MERAKSIZCA, MERASİMSİZ
MERARETLİ, MERASİMLİ
MERAKSIZ
MERAKLI, MERARET, MERASİM
MERAK, MERAM
MERA
A E M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
MERA
3 Harfli Kelimeler
RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, EM, ER, MA, ME, RA, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MERAKLANDIRMAK
-
-
[-i]
Meraklanmasına yol açmak, kaygılandırmak, tasalandırmak
-
[-i]
Meraklanmasına yol açmak, kaygılandırmak, tasalandırmak
- MERAKLANDIRMA
-
-
[isim]
Meraklandırmak işi
-
[isim]
Meraklandırmak işi
- MERAKLANMAK
-
-
[nsz]
Kaygılanmak, üzülmek, tasalanmak
-
Bir şeyin sebebini anlamak için çaba harcamak
-
[nsz]
Kaygılanmak, üzülmek, tasalanmak
- MERAKSIZLIK
-
-
[isim]
Meraksız olma durumu
-
[isim]
Meraksız olma durumu
- MERASİMSİZ
-
-
[sıfat]
Törensiz
-
Resmî davranıştan uzak, yalın, sade
-
[sıfat]
Törensiz
- MERAKLANIŞ
-
-
[isim]
Meraklanma işi veya biçimi
-
[isim]
Meraklanma işi veya biçimi
- MERAKLILIK
-
-
[isim]
Meraklı olma durumu
-
[isim]
Meraklı olma durumu
- MERAKSIZCA
- ...
- MERAKLANMA
-
-
[isim]
Meraklanmak işi
-
[isim]
Meraklanmak işi
- MERARETLİ
- ...
- MERASİMLİ
-
-
[sıfat]
Kurallara, törelere aşırı bağlı olan
-
[sıfat]
Kurallara, törelere aşırı bağlı olan
- MERAKSIZ
-
-
[sıfat]
Anlama, öğrenme isteğini duymayan
-
Kaygısız, aldırışsız
-
[sıfat]
Anlama, öğrenme isteğini duymayan
- MERASİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tören
- "Herkes Taksim'e merasime gitmiş, kalabalık orada birikmiştir, diye avundu." (Haldun Taner)
-
Resmî işlerde yol yöntem, yol yordam
-
[isim]
Tören
- MERARET
- ...
- MERAKLI
-
-
[sıfat]
Her şeyi anlamak ve bilmek isteyen, mütecessis
- "Büyük kapının önünde binlerce meraklı birikmişti." (Haldun Taner)
-
Bir şeye çok düşkün olan, sürekli onunla uğraşan
- "Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kendisini ilgilendirmeyen bir konuda bilgi sahibi olmaya çalışan (kimse)
-
Kaygılı
- "O meraklı bir kadındır, patırtı çekemez."
-
[sıfat]
Her şeyi anlamak ve bilmek isteyen, mütecessis
- MERAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek
- "Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım." (Haldun Taner)
- "Bir gün, böyle dalgın oynarken, anası onun elini bağlı gördü, merak etti." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu iş bana merak oldu."
- "Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği
- "Öteden beri güzel giyinmeye, güzel konuşmaya merakım vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hele okuyanı, araştıranı hatta sadece neler oluyor diye merak edeni hiç yoktu aralarında." (Tarık Buğra)
- "Rica ederim söyleyiniz, merakımdan çatlayacağım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Düşkünlük, heves
-
Kaygı, tasa
-
[isim]
Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek
- MERAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstek, amaç, gaye, maksat
- "Benim meramım sana yalnız bir şey sormak." (Ömer Seyfettin)
- "Gözlerini siyasi ihtiraslar bürüyen kimselere meram anlatmak mümkün olmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İşte o, meram ettiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İstek, amaç, gaye, maksat
- MERA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Otlak
- "Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Otlak