Sonunda mer olan 16 kelime var. MER ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mer olan kelimeler listesine ya da başında mer olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SEYDİKEMER
KOPOLİMER, MONTGOMER
MUAMMER, POLİMER
DİMMER, GRAMER, İZOMER, KAŞMER, KATMER, MERMER
ESMER, KAMER, KEMER, SEMER, SÜMER
E M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ER, ME, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEYDİKEMER
- ...
- MONTGOMER
-
-
[isim]
Mont
-
[isim]
Mont
- KOPOLİMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kopolimerleşme ile elde edilen madde
-
[isim]
Kopolimerleşme ile elde edilen madde
- MUAMMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yaşamış
-
[sıfat]
Yaşamış
- POLİMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı (birleşikler)
-
[sıfat]
Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı (birleşikler)
- İZOMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Aynı oranlarda birleşmiş aynı elementlerden oluşan fakat moleküllerinde atom gruplaşmaları değişik olduğu için birbirlerinden farklı özellikler gösteren (maddeler)
-
[sıfat]
Aynı oranlarda birleşmiş aynı elementlerden oluşan fakat moleküllerinde atom gruplaşmaları değişik olduğu için birbirlerinden farklı özellikler gösteren (maddeler)
- GRAMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dil bilgisi
-
Dil bilgisi kitabı
- "Yıllar yılı gramere bakmadan üç kelime yazmadığını kendi itiraf eder." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dil bilgisi
- KATMER
-
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
-
Yağda veya sacda pişirilen bir tür börek
-
Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
- KAŞMER
-
-
[isim]
Maskara, soytarı
-
[isim]
Maskara, soytarı
- MERMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
- "Mermerler sanki binlerce yılın gurup ve şafaklarının pembesini eme eme utanan gelin yanağı gibi kızarmışlardır." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Bu taştan yapılmış
- "Başhemşire, hastanenin mermer salonunda karşıladı doktoru." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
- DİMMER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Reosta
-
[isim]
Reosta
- SEMER
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç
- "Semere asılı bir sepeti çözüp ağacın uygun bir dalına astı." (Necati Cumalı)
-
Hamalların yük taşırken kullandığı deriden sırt yastığı, arkalık
-
Yukaç
-
[isim]
At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç
- KAMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay
-
[isim]
Ay
- ESMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Siyaha çalan buğday rengi
-
Kurşuni renk
- "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[sıfat]
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
- "Üzülüyor ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Siyaha çalan buğday rengi
- SÜMER
- ...
- KEMER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
- "Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı." (Peyami Safa)
- "Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur." (Halide Edip Adıvar)
-
Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü
-
Emniyet kemeri
-
[sıfat]
Tümsekli
- "Kemer burun."
-
Kemiklerden oluşmuş tümsekli tavan
- "Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri."
-
Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
-
İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
- "Bu köprü sekiz kemer üzerinde, dört yüz yirmi dokuz metre uzunluğundadır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak
-
[isim]
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı