Sonunda lak olan 6 harfli 39 kelime var. LAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde lak olan kelimeler listesine ya da başında lak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DIZLAK
-
-
[sıfat]
Dazlak
-
[sıfat]
Dazlak
- PARLAK
-
-
[sıfat]
Parlayan, ışıldayan
- "Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Temiz ve ışıklı
- "Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Göze çarpacak kadar başarılı
- "Birinci İnönü Harbini parlak bir zaferle kazandık." (Aka Gündüz)
-
Yüzü güzel (oğlan)
-
[sıfat]
Parlayan, ışıldayan
- TELLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hamamda insanları keseleyip yıkayan erkek
-
[isim]
Hamamda insanları keseleyip yıkayan erkek
- MABLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
-
Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe
-
[isim]
Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
- ŞALLAK
-
-
[sıfat]
Çıplak
-
Giyimine özen göstermeyen kimse
-
[sıfat]
Çıplak
- YAYLAK
-
-
[isim]
Otlak
-
[isim]
Otlak
- KAVLAK
-
-
[sıfat]
Kabuğu dökülmüş
- "Kavlak bir ağaç."
-
Güneşten derisi soyulan (kimse)
-
[isim]
Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası
-
[sıfat]
Kabuğu dökülmüş
- ÇINLAK
-
-
[sıfat]
Çınlaması, yankısı çok olan (yer)
-
[sıfat]
Çınlaması, yankısı çok olan (yer)
- MASLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürekli su akan boru
- "İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Su yolu üzerinde bulunan su haznesi
-
Büyük yalak
-
[isim]
Sürekli su akan boru
- TUZLAK
-
-
Otları tuzlu olan veya ot bitmeyen, çorak, verimsiz (yer)
-
Otları tuzlu olan veya ot bitmeyen, çorak, verimsiz (yer)
- ŞAPLAK
-
-
[isim]
"Şap" diye ses çıkaran tokat
- "Rahmi'nin sırtına güya şaka olsun diye bir şaplak indirdikten sonra..." (Burhan Felek)
-
[isim]
"Şap" diye ses çıkaran tokat
- CIRLAK
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, çok belirgin renk
-
[isim]
Cırcır böceği
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, çok belirgin renk
- HAŞLAK
-
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak
- "Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak
- FIRLAK
-
-
[sıfat]
Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık
- "Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu.." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık
- PATLAK
-
-
[sıfat]
Patlayarak açılmış, yırtık, yarık
- "Patlak davul."
- "Kim bilir belki o zamana kadar savaş da patlak verecek." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Patlamış yer
- "Karşısındakini kalpağından ta patlakları gözüken kunduralarına kadar bir süzdü." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Patlayarak açılmış, yırtık, yarık
- DAYLAK
-
-
[isim]
Dişi deve
-
[sıfat]
Çıplak
- "Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak." (Halk türküsü)
-
[isim]
Dişi deve
- TASLAK
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
- "Evet diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde." (Refik Halit Karay)
-
Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse
-
[isim]
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
- ASALAK
-
-
Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
-
[sıfat]
Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli
-
Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
- HOPLAK
- ...
- MUĞLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık
- "Son günlerin karşı, muğlak vakalarını tahlil edemedi." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık