Başında lak olan 7 harfli 9 kelime var. Lak ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde lak olan kelimeler listesine ya da sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında lak bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAKAYDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlgisizlik
- "Hâlinde bir gevşeklik ve lakaydi vardı." (Peyami Safa)
-
[isim]
İlgisizlik
- LAKERDA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Palamut, torik vb. balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura
- "Aşçı kadın ömründe lakerda görmemiş." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Palamut, torik vb. balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura
- LAKIRTI
-
-
[isim]
Söz, laf
- "Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı." (Peyami Safa)
- "Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye lakırtı çıkardılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir gün sinirli olur da ters bir lakırtı ederse ben susarım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar ." (Memduh Şevket Esendal)
-
Boş söz, dedikodu, laf
- "Lakırtıdır o, aldırma!"
-
[isim]
Söz, laf
- LAKLAMA
-
-
[isim]
Laklamak işi
-
[isim]
Laklamak işi
- LAKLAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz, anlamsız, boş söz
-
[isim]
Gereksiz, anlamsız, boş söz
- LAKİNLİ
- ...
- LAKONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kısa ve özlü (söz), veciz
- "Son derece lakonik olan bu tebliği..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kısa ve özlü (söz), veciz
- LAKAPLI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir lakabı olan
-
Lakap takılmış olan
-
[sıfat]
Herhangi bir lakabı olan
- LAKAYIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız
- "Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Onun gözyaşlarına lakayıt kalmak mecburiyetinde bulunuyorum." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız bir biçimde
-
[sıfat]
İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız