Başında l olan 5 harfli 119 kelime var. L harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında l bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LİVAR

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Avlanan balıkları canlı olarak saklamak için ağzı içine doğru konik örülmüş sepet
    • "Keçi kellesinin ince derisini parça parça kesip de ağlara takmak için hazır edip livarına tıktığı zaman ..." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İçinde diri balık saklanan, denizden ayrılmış havuz

LETÇE
...
LAZER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan ışık kaynağı

LAHZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an
    • "Top gürleyip oruç bozulan lahzadan beri / Bir nurlu neşe kapladı kerpiçten evleri." (Yahya Kemal Beyatlı)

LİPİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hayvan ve bitki dokularının eter, benzin, kloroform vb. yağ çözücülerinde eriyen bölümü

LİYAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yabani ormanlarda yetişen parazit sarmaşığı
    • "Önünüz liyanlarla sımsıkı örülmüştür." (Falih Rıfkı Atay)

LAGAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Zayıf, çelimsiz
    • "Babam önde bir lagar beygir sırtındadır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

LİKEN

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
  2. Kaşındırıcı bir deri hastalığı

LOTUS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad

LAHUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı âlemi
  2. [sıfat] Kutsal
    • "Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar?" (Samiha Ayverdi)

LOŞÇA

  1. [sıfat] Az ışık almış, yarı karanlık
    • "Loşça bir köşeye çekilerek ortalığı gözden geçirmekten başka yapacağı bir şey yoktu." (Peyami Safa)

LAMBA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet
    • "Bir gaz lambasının ışığında önüme serdiğim haritayı tetkik ediyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış veya içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik veya çelikten ampul
  3. Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti

LİNİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hücre çekirdeğinde bulunan ve kromatin tanelerini taşıyan ağ biçimindeki ipliksi yapı

LAGOS
...
LEVHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha
    • "İçeri girince göze ilk çarpan şey duvardaki yazı levhaları oluyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Tablo, resim
    • "Resimci dükkânlarında Türkler aleyhinde birçok levhalar asılmıştı." (Ömer Seyfettin)
  3. Tabela

LAVAŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü
  2. Yufka inceliğinde açılmış uzun sade pide

LANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
    • "Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Hele sevgilisinin de hastalandığı bu korkunç haftalarda, fabrikanın cinayetlerine ne kadar lanet okuyor, biraz da kendisi vasıta olduğundan dolayı ne derece ıstırap çekiyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Bir sabah lanet olsun dedim, yaptığım iyilik gözüne dizine dursun!" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Ters, berbat, çok kötü
    • "Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah'a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler!" (Ömer Seyfettin)

LEMUR
...
LEMİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma

LEYDİ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü