Başında kız olan 8 harfli 17 kelime var. Kız ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kız olan kelimeler listesine ya da sonu kız ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kız bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIZKALBİ

  1. [isim] Şahteregillerden, kalp biçiminde pembe çiçekli bir süs bitkisi (Dicentra)

KIZAKLIK

  1. [isim] Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri

KIZILMAK

  1. [nsz] Kızma işi yapılmak, kızgın, öfkeli duruma gelmek

KIZILBAŞ
...
KIZILLIK

  1. [isim] Kızıl olma durumu veya kızıl renkte yer
    • "Bir sabah kızıllığında / Yola çıkarım Uzunköprü'den." (Orhan Veli Kanık)
  2. Pudra, allık, düzgün
  3. Vücutta kızarmış yer, kızartı
  4. Güneş doğarken veya batarken oluşan hafif kızıl renk

KIZDIRMA

  1. [isim] Kızdırmak işi
  2. Üzüm çubuklarını köklendirmek için yere gömme, daldırma
  3. Yüksek vücut ısısı, ateş

KIZILŞAP

  1. [isim] Açık eflatun renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan

KIZILÇAM

  1. [isim] Uzun boylu bir çam türü
  2. Bir tür orman ağacı

KIZANLIK

  1. [isim] Kızan olma durumu

KIZARTMA

  1. [isim] Kızartmak işi
  2. Kızartılarak hazırlanmış yemek
    • "Kabak kızartması. Patlıcan kızartması."
  3. [sıfat] Kızartılarak pişirilmiş
    • "Kızartma et."

KIZILCIK

  1. [isim] Kızılcıkgillerden, yaprak açmadan çiçeklenen iri gövdeli bir ağaç (Cornus mas)
  2. Bu ağacın güzün olgunlaşan, kırmızı, tek çekirdekli, reçeli ve şerbeti yapılan, buruk bir tadı olan yemişi

KIZARTIŞ
...
KIZCAĞIZ

  1. [isim] Kendisine karşı şefkat ve acıma duyulan kız
    • "Narin bir kızcağızın yanındaki boş yere sokuldu." (Osman Cemal Kaygılı)

KIZARMAK

  1. [nsz] Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
    • "Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi." (Peyami Safa)
  2. Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak
    • "Domatesler kızardı."
  3. Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
    • "Ben utancımdan kulaklarıma kadar kızardım." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek
    • "Sofrada tarhana çorbası, kızarmış tavuk, bulgur pilavı vardı." (Yahya Kemal)

KIZIŞMAK

  1. [nsz] Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak
  2. Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak
    • "Ot balyaları kızıştı."
  3. Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek
    • "Aygır kızıştı."
  4. Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak
    • "Politika münakaşaları ve birbirine yapılan şakalar bazen dayaklı kavgalara meydan açacak derecede canlanıp kızışır." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Hızlanmak, hareketlenmek
    • "... oyun kızıştı mı kunduralarını atar, yalın ayak oynardı." (Haldun Taner)

KIZILKÖK

  1. [isim] Kökboyası

KIZOĞLAN

  1. [isim] Bakire

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü