Başında kırm olan 22 kelime var. Kırm ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kırm olan kelimeler listesine ya da sonu kırm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kırm bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KIRMIZILAŞTIRMA
KIRMIZILAHANA, KIRMIZILAŞMAK, KIRMIZIMSILIK, KIRMIZIMTIRAK
KIRMIZIBİBER, KIRMIZIÇİZGİ, KIRMIZIFENER, KIRMIZILAŞMA
KIRMIZITURP
KIRMACILIK, KIRMIZILIK, KIRMIZIMSI
KIRMIZILI
KIRMALIK, KIRMASIZ
KIRMACI, KIRMALI, KIRMIZI
KIRMAK, KIRMIZ
KIRMA
I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
IRK, KIR
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRMIZILAŞTIRMA
- ...
- KIRMIZILAŞMAK
-
-
[nsz]
Kırmızı bir renk almak, kızarmak
-
[nsz]
Kırmızı bir renk almak, kızarmak
- KIRMIZIMSILIK
- ...
- KIRMIZIMTIRAK
-
-
Kırmızımsı
-
Kırmızımsı
- KIRMIZILAHANA
-
-
[isim]
Rengi kırmızı olan bir tür lahana
-
[isim]
Rengi kırmızı olan bir tür lahana
- KIRMIZIBİBER
-
-
[isim]
Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum)
-
Bu bitkinin olgunlaştığında kızarıp yakıcı bir acılık kazanan, kurutulup dövülerek yemeklerde baharat olarak kullanılan tozu, Türk biberi
-
[isim]
Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum)
- KIRMIZIÇİZGİ
-
-
[isim]
Özellikle çam türü ağaçlarda görülen, uygunsuz koşullarda kurutulan ağacın çatlayan göze zarından giren mantarların yaptığı bir tür hastalık
-
[isim]
Özellikle çam türü ağaçlarda görülen, uygunsuz koşullarda kurutulan ağacın çatlayan göze zarından giren mantarların yaptığı bir tür hastalık
- KIRMIZIFENER
-
-
[isim]
Genelev
-
[isim]
Genelev
- KIRMIZILAŞMA
-
-
[isim]
Kırmızılaşmak işi
-
[isim]
Kırmızılaşmak işi
- KIRMIZITURP
-
-
[isim]
Turpgillerden, kökü kırmızı olan bir turp türü (Raphanus sativus varradicula)
-
[isim]
Turpgillerden, kökü kırmızı olan bir turp türü (Raphanus sativus varradicula)
- KIRMIZIMSI
-
-
[sıfat]
Rengi kırmızıyı andıran, kırmızıya benzeyen, kırmızımtırak
-
[sıfat]
Rengi kırmızıyı andıran, kırmızıya benzeyen, kırmızımtırak
- KIRMIZILIK
-
-
[isim]
Kırmızı olma durumu, kızıllık
- "Bir iki gün sonra kollara ve omuz başlarına domates kırmızılığı çöker." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kırmızı olma durumu, kızıllık
- KIRMACILIK
-
-
[isim]
Kırmacı olma durumu
-
[isim]
Kırmacı olma durumu
- KIRMIZILI
- ...
- KIRMASIZ
-
-
[sıfat]
Kırması bulunmayan
-
[sıfat]
Kırması bulunmayan
- KIRMALIK
-
-
[isim]
Melezlik
-
[isim]
Melezlik
- KIRMALI
-
-
[sıfat]
Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili
-
[sıfat]
Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili
- KIRMIZI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Al, kızıl renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Siyah zülüflü, kırmızı dudaklı, altın ve mercan gerdanlı kadınlar." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Al, kızıl renk
- KIRMACI
-
-
[isim]
Giysilere pili yapan kimse
-
Basılmış formaları katlayan kimse
-
Kırılmış tahıl satıcısı
-
Değirmen işleten kimse, değirmenci
-
[isim]
Giysilere pili yapan kimse
- KIRMAK
-
-
[-i]
Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak
- "Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
- "Kaşla göz arasında ellerine geçirdiklerini kırıp dökmeye koyulmuşlardı." (Atilla İlhan)
- "Pakize'nin kırıp geçirdiği bir şeyi görmekten hasıl olacak tesiri temaşaya gelen çocuklara..." (Halit Ziya Uşaklıgil)
- "Düğüne kimlerin çağrıldığı anlaşılmaz, ne hediye gönderileceği de belli olmaz. Olmaz ama hepsi çağrılmıştır, hepsi de kırıp sarar, birer hediye alır yollar." (Memduh Şevket Esendal)
-
İri parçalara ayırmak
- "Adamın her akşam yarım kiloyu devirdikten sonra ortalığı kırıp geçirmesinden perişan oluyorlar." (Çetin Altan)
-
[nsz]
Belirli bir biçimde katlamak
- "Forma kırmak."
- "Hoşsohbet, şakacı bir insan olduğu için Kâzım Bey'le kaynatasını kahkahadan kırıp geçirir." (Salâh Birsel)
-
Öldürmek, yok olmasına neden olmak
- "Bu yıl soğuk hayvanları kırdı."
- "Bir İspanyol şarkıcı var. Beyoğlu'nu kırıp geçiriyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek
- "Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu." (Haldun Taner)
-
Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek
- "Sizin hatırınızı kırmamak için işte gelip misafir oluyorum; fakat bu yaşımda misafirle uğraşacak hâlim yok." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak
-
Vücut kemiklerinden birini parçalamak
- "Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Tahılı iri ve kaba öğütmek
-
[-e]
Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek
- "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Daha iyi bir sonuç elde etmek
- "Tam en az elli bin satıp rekor kıracak." (Aka Gündüz)
-
Yok etmek
- "Direncini kırmak. Hevesini kırmak."
-
Gücünü, etkisini azaltmak
- "Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış." (Burhan Felek)
-
Kaçmak, uzaklaşmak
-
[nsz]
Değerinden düşük fiyata almak
- "Bono kırmak. Çek kırmak."
-
[-i]
Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak