İçinde kırm olan 35 kelime var. İçerisinde KIRM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kırm olan kelimeler listesine ya da Sonu kırm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KIRMIZILAŞTIRMA
KIRMIZILAHANA, KIRMIZILAŞMAK, KIRMIZIMSILIK, KIRMIZIMTIRAK
KIRMIZIBİBER, KIRMIZIÇİZGİ, KIRMIZIFENER, KIRMIZILAŞMA
KIRMIZITURP, MADENKIRMIZ
KANKIRMIZI, KIPKIRMIZI, KIRMACILIK, KIRMIZILIK, KIRMIZIMSI
ÇIMKIRMAK, FIŞKIRMAK, HAYKIRMAK, HIÇKIRMAK, KIRMIZILI, PAVKIRMAK
ÇIMKIRMA, FIŞKIRMA, HAYKIRMA, HIÇKIRMA, KIRMALIK, KIRMASIZ, PAVKIRMA
KIRMACI, KIRMALI, KIRMIZI
KIRMAK, KIRMIZ
KIRMA
I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
IRK, KIR
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRMIZILAŞTIRMA
- ...
- KIRMIZIMSILIK
- ...
- KIRMIZIMTIRAK
-
-
Kırmızımsı
-
Kırmızımsı
- KIRMIZILAŞMAK
-
-
[nsz]
Kırmızı bir renk almak, kızarmak
-
[nsz]
Kırmızı bir renk almak, kızarmak
- KIRMIZILAHANA
-
-
[isim]
Rengi kırmızı olan bir tür lahana
-
[isim]
Rengi kırmızı olan bir tür lahana
- KIRMIZIÇİZGİ
-
-
[isim]
Özellikle çam türü ağaçlarda görülen, uygunsuz koşullarda kurutulan ağacın çatlayan göze zarından giren mantarların yaptığı bir tür hastalık
-
[isim]
Özellikle çam türü ağaçlarda görülen, uygunsuz koşullarda kurutulan ağacın çatlayan göze zarından giren mantarların yaptığı bir tür hastalık
- KIRMIZILAŞMA
-
-
[isim]
Kırmızılaşmak işi
-
[isim]
Kırmızılaşmak işi
- KIRMIZIFENER
-
-
[isim]
Genelev
-
[isim]
Genelev
- KIRMIZIBİBER
-
-
[isim]
Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum)
-
Bu bitkinin olgunlaştığında kızarıp yakıcı bir acılık kazanan, kurutulup dövülerek yemeklerde baharat olarak kullanılan tozu, Türk biberi
-
[isim]
Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum)
- MADENKIRMIZ
-
-
[isim]
Antimon birleşimlerinden al renkte bir madde, kırmız madeni
-
[isim]
Antimon birleşimlerinden al renkte bir madde, kırmız madeni
- KIRMIZITURP
-
-
[isim]
Turpgillerden, kökü kırmızı olan bir turp türü (Raphanus sativus varradicula)
-
[isim]
Turpgillerden, kökü kırmızı olan bir turp türü (Raphanus sativus varradicula)
- KIRMIZIMSI
-
-
[sıfat]
Rengi kırmızıyı andıran, kırmızıya benzeyen, kırmızımtırak
-
[sıfat]
Rengi kırmızıyı andıran, kırmızıya benzeyen, kırmızımtırak
- KANKIRMIZI
-
-
[sıfat]
Üstün, yaman
- "İhtiyarlığına tesadüf eden bu son nesil kankırmızı çıkmış, ötekilere rahmet okutmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Üstün, yaman
- KIRMACILIK
-
-
[isim]
Kırmacı olma durumu
-
[isim]
Kırmacı olma durumu
- KIPKIRMIZI
-
-
[sıfat]
Her yanı kırmızı
- "Annemin kıpkırmızı gözleri, bana rüya görmediğimi söylediler." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Kız utancından kıpkırmızı kesilmiş." (Ömer Seyfettin)
- "Orhan'ın pembe esmer yüzü kıpkırmızı olmuştu." (Tarık Buğra)
-
Çok parlak kırmızı
-
[sıfat]
Her yanı kırmızı
- KIRMIZILIK
-
-
[isim]
Kırmızı olma durumu, kızıllık
- "Bir iki gün sonra kollara ve omuz başlarına domates kırmızılığı çöker." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kırmızı olma durumu, kızıllık
- FIŞKIRMAK
-
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- "Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır." (Salâh Birsel)
-
Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- "Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- "Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı." (Cemil Meriç)
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- PAVKIRMAK
-
-
[nsz]
Tilki veya çakal ulumak
- "Tok bir çakal toprakta debelenmekte, arada ince ve bembeyaz dişleriyle aya doğru pavkırmaktaydı." (Orhan Kemal)
-
Ateş, alev alev yanmak
-
Alev, bir yere doğru yönelmek
-
Çok öfkelenmek
-
[nsz]
Tilki veya çakal ulumak
- KIRMIZILI
- ...
- HAYKIRMAK
-
-
[nsz]
Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
- "Bana katil diye haykıracak zannettiğim çehrenin parlaklığına aynada bakamadım." (Halide Edip Adıvar)
-
Çağırmak, seslenmek
- "Kahkahayla karışık bir sesle merdivenden aşağı haykırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir durum veya nitelik çok belirgin olarak görünmek
-
[nsz]
Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak