Başında kı olan 5 harfli 64 kelime var. Kı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kı olan kelimeler listesine ya da sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIYAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tutma, denk sayma
- "Bu adamı başkalarıyla kıyas edemeyiz."
-
Karşılaştırma, oranlama, mukayese
-
Örnekseme
- "Birçok kelime türleri kıyasla yapılmıştır."
-
Tasım
-
[isim]
Bir tutma, denk sayma
- KITIK
-
-
[isim]
Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri
-
[isim]
Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri
- KIRAÇ
-
-
Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)
-
Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)
- KIMIL
-
-
[isim]
Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)
-
[isim]
Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)
- KIRAY
-
-
[isim]
Yol kesen, asi
-
Genç, delikanlı
-
[isim]
Yol kesen, asi
- KISSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
- "Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
- KIRIM
-
-
[isim]
Savunmasız insanların veya tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam
- "İçtenlik, insanları kırımlara, cinayetlere, haksızlıklara sürüklemiş..." (Salâh Birsel)
-
Hayvanların hastalık, soğuk gibi sebeplerle ölmesi
-
[isim]
Savunmasız insanların veya tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam
- KIZIL
-
-
[isim]
Parlak kırmızı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." (Ahmet Haşim)
-
[sıfat]
Aşırı derecede olan
- "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Komünist
-
Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
-
Altın
-
[isim]
Parlak kırmızı renk
- KIYYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okka
-
[isim]
Okka
- KIZIŞ
-
-
[isim]
Kızma işi veya biçimi
-
[isim]
Kızma işi veya biçimi
- KIRIK
-
-
[sıfat]
Kırılmış olan
- "Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Melez
- "Kırık tazı."
-
Tam nota göre düşük olan (not)
- "Üç dersten kırığı var. Kırık not."
-
[isim]
Kırılmış bir şeyden ayrılan parça
- "Cam kırığı."
-
[isim]
Kemiğin bir etki ile kırılması
- "Kolunda kırık yok ama çıkık var."
-
[isim]
Bir şeyin kırılan yeri
- "Bunun kırığı neresinde?"
-
[isim]
Kırıntı
- "Ekmek kırığı."
-
[isim]
Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
-
Gücenmiş, üzgün
- "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış." (Behçet Necatigil)
-
[sıfat]
Kırılmış olan
- KIZIK
- ...
- KITAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vuruşma, birbirini öldürme
-
Savaş
-
[isim]
Vuruşma, birbirini öldürme
- KIZAK
-
-
[isim]
Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt
-
Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça
-
Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası
-
Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara
-
[isim]
Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt
- KISIK
-
-
[sıfat]
Kısılmış olan
-
Boğuk, güçlükle çıkan (ses)
- "Sonra kısık fakat ateşli, tutkun bir kadın sesi korkuyla, hiddetle haykırdı." (Halide Edip Adıvar)
-
Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan (göz kapağı)
-
[isim]
Kanyon
-
[sıfat]
Kısılmış olan
- KIŞLA
-
-
[isim]
Askerlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü
- "Gece gündüz kışlada kaldığımızdan sivil hayat ile temasımız pek azdı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği veya kışın barındığı kapalı ağıl
-
[isim]
Askerlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü
- KIZAN
-
-
[isim]
Erkek çocuk
-
Silahlı köy delikanlısı
- "Kızanlarla köyün eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik." (Halide Edip Adıvar)
-
Çoluk çocuk
-
[isim]
Erkek çocuk
- KINIK
- ...
- KISKA
-
-
[isim]
Arpacık soğanı
-
[isim]
Arpacık soğanı
- KIYIN
-
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, zulüm
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, zulüm