Sonunda ku olan 18 kelime var. KU ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da başında ku olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

HİSSİKABLELVUKU

10 Harfli Kelimeler

KABLELVUKU

7 Harfli Kelimeler

DALUYKU, KAZBOKU

6 Harfli Kelimeler

SUDOKU

5 Harfli Kelimeler

COŞKU, KORKU, KUŞKU, SUOKU, SUSKU, TUTKU

4 Harfli Kelimeler

DOKU, KOKU, RÜKU, SOKU, UTKU, UYKU, VUKU


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HİSSİKABLELVUKU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Önsezi

KABLELVUKU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Olmadan önce

KAZBOKU

  1. [isim] Kirli sarı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan

DALUYKU

  1. [isim] Derin uyku
    • "Yâr geliyor diyende, daluykudan uyandım." (Halk türküsü)

SUDOKU
...
SUSKU

  1. [isim] Az konuşma, susma, sükût
    • "Büyük, anlamlı insanı dehşet içinde bırakan bir susku onunkisi." (Selim İleri)

TUTKU

  1. [isim] İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras
  2. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç

SUOKU

  1. [isim] Suokugillerden, bataklık bölgelerde ve su kenarlarında yetişen, kök sapları tazeyken kekre olan, kurutulduğunda yenilebilen küçük bir bitki (Sagitteria)

COŞKU

  1. [isim] Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
    • "Coşku ile giriştiği işten, uykuda pişman olabilirdi." (Haldun Taner)
  2. Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan
    • "Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu." (Çetin Altan)
  3. Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu
  4. Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan

KUŞKU

  1. [isim] Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba
    • "Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." (Tarık Buğra)
    • "Fakat bu mektubun yazısı önceki gün gelen zarf üzerindeki yazıya çok benzediği için genç adamın yüreğinde bir kuşku uyanıyor..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Tek kuşkum kalmamış evrende, hangi konu açılsa tek sözle ağzını tıkarım bütün bilgilerin." (Turan Oflazoğlu)
  2. Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu

KORKU

  1. [isim] Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü
    • "Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Bir korku düştü canıma acep nola benim hâlim / Derman olmaz ise bana acep nola benim hâlim?" (Yunus Emre)
    • "Devletin bu türden denetimlere kalkması, korku salma amacına yöneliktir." (Melih Cevdet Anday)
    • "Kadınlıktan, erkeklikten tiksiniyordu ve etteki sır ona korku veriyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara
    • "Yollarda korku kalmadı."
  3. Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu

RÜKU
...
UTKU

  1. [isim] Zafer

KOKU

  1. [isim] Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
    • "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler." (Sabahattin Ali)
    • "O yokken anası tarafından gönderildiğine şüphe olmayan bütün bu şeylere anasının kokusu sinmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Güzel kokmak için sürülen esans
    • "Koku sürünmek."
    • "Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın." (Ahmet Ümit)
  3. Belirti, işaret
    • "Ortalıkta bir savaş kokusu var."

DOKU

  1. [isim] Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç
  2. Bir bütünün yapısı ve özelliği

UYKU

  1. [isim] Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu
    • "Rahat bir uyku uyumuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İkimiz de esniyorduk, uyku bastırıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Uykumu dağıtmak için birkaç fincan kahve içtim."
    • "Yorgunsun, uyku gözlerinden akıyor." (Aka Gündüz)
  2. Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık
    • "Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda, saç saça, baş başa dövüşeceklerdi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya varmışlardı." (Refik Halit Karay)
  3. Doğada görülen sükûnet durumu
    • "Kış süresince uykuda olan ağaçlar, baharla birlikte uyandı."

SOKU

  1. [isim] Taş dibek
    • "Evlerinin önü bulgur sokusu / Yel estikçe gelir yarin kokusu." (Halk türküsü)
  2. Dibekte, havanda tahıl dövmeye yarayan tokmak

VUKU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Olma, meydana gelme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü