Başında ku olan 6 harfli 62 kelime var. Ku ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da sonu ku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ku bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KURULU

  1. [sıfat] Kurulmuş olan, yerleşmiş, oturmuş
    • "Herkes kendini damlara, kurulu cibinliklerin içine atardı." (Burhan Günel)

KUŞMAR

  1. [isim] Kuş avlamak için hazırlanmış tuzak, kuş tuzağı

KUMPİR

Kelime Kökeni : Bulgarca

  1. [isim] Özel fırında pişirilen patatesin içine peynir, mısır, bezelye vb. malzeme konularak yapılan yiyecek
  2. Patates

KULPLU

  1. [sıfat] Kulpu olan, kulpu bulunan
    • "Kulplu bardak."
    • "Kulplu altın."

KUDRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güç, erk, erke, iktidar
    • "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
  2. Yetenek
    • "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Maddi güç, zenginlik
  4. Tanrı yapısı
  5. Tanrı'nın ezelî gücü

KUNDUZ

  1. [isim] Kemirgenlerden, kuyruğu geniş ve yassı, art ayak parmaklarının arası perdeli, ağaçları kemirerek beslenen, su kıyılarında yaşayan, yuvalar ve su setleri kuran, postu değerli bir hayvan, kastor (Castor fiber)

KURNAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erişmesini beceren, açıkgöz
    • "Nedim kurnaz, benden iki gün evvel izin aldı." (Aka Gündüz)

KUŞBAZ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Süs kuşları yetiştiren kuş meraklısı
  2. Padişahların av kuşlarını yetiştiren görevli

KUNGFU

  1. [isim] Kendini savunma temeline dayalı, karateye benzeyen Çin kökenli spor

KUTSAL

  1. [sıfat] Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes
  2. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut
    • "Aşkın kutsal tarafına inanmamı sarhoşluk belirtisi diye yorumladım." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen
    • "Demokraside, insanın en doğal, en kutsal hakları bir pazarlık konusu olur." (Necati Cumalı)
  4. Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan

KUZULU

  1. [sıfat] Kuzusu olan (koyun)
  2. Kendisine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan (meyve ve sebze)

KUNDAK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb
    • "Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm
    • "Amcası Mustafa geldi eve, ona bir kundağı sedefli tüfek getirdi." (Yahya Kemal)
  3. Arabalarda dingil yatağı
  4. Ara bozma, fitne, fesat

KURADA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İşe yaramaz, yıpranmış, eskimiş, bozulmuş (eşya)
  2. Gelişmemiş, cılız
    • "Pencereyi açar açmaz bu karı çarpık bacakları, kurada kolları, porsuk gerdanla karşıma çıkar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KUTULU

  1. [sıfat] Kutusu olan

KUSKUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Un, süt, yumurta, bulgur ile yapılan ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur

KUMALI

  1. [sıfat] Kuması olan

KUŞLUK

  1. [isim] Günün sabahla öğle arasındaki bölümü
    • "Tarhana çorbasıyla birer baş soğan, birer çeyrek ekmekti kuşlukta yedikleri." (Necati Cumalı)
  2. Kuşlara yem verilen zaman
  3. Büyük kuş kafesi

KURŞUN

  1. [isim] Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C'de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb)
    • "Yarın, öbür gün Arap çeteleri ile sarılacaksınız, Peygamberin yeşil kubbesine kurşun atacaklar." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Suriye'de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu." (Ömer Seyfettin)
    • "Gurbet acısı kurşun gibi içine çökmüştü şimdi." (Haldun Taner)
    • "Az bir sürede bütün köy bu kurşunları sıkanın Hasan olduğunu öğrendi." (Yahya Kemal)
  2. [sıfat] Bu elementten yapılmış
    • "Kurşun boru."
  3. Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlarda kullanılan mermi
    • "Kanatları kurşunla parçalanmış bir kartal / Benim gibi seyreder, yerden, mavilikleri." (Yaşar Nabi Nayır)

KURALI

  1. [sıfat] Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)
    • "Seferberlik başladığı zaman ... dertli analar ... nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor ... kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)

KURMAY

  1. [isim] Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla bitirmiş subay, erkânıharp
  2. [sıfat] Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan (subay)
    • "Bir de erkek kardeşleri varmış, bir kurmay binbaşı." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü