Başında ku olan 5 harfli 71 kelime var. Ku ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da sonu ku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ku bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KUTLU

  1. [sıfat] Uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, ongun, mübarek
    • "İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi." (Ahmet Muhip Dranas)

KULÜP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Görüşme, konuşma, okuma, spor yapma vb. amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer
    • "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Spor kulübü
    • "Geceleri kapalı olan kulübün salonu aydınlanmıştı." (Ömer Seyfettin)
  3. Kişilerin, toplulukların oluşturduğu grup
  4. Milletlerin oluşturduğu grup, pakt
  5. Herkese açık müzikli, içkili eğlence yeri

KURYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse
  2. Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kimse
  3. Uçakla gönderilen mektup, koli veya havale
  4. Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt

KUSUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eksiklik, noksan, nakısa
    • "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız." (Burhan Felek)
    • "Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar." (Refik Halit Karay)
    • "Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "Kusura bakma, hatırını soramadım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Özür
    • "Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
  4. Elverişsiz durum

KUPLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir şarkıyı meydana getiren ve bir nakaratla sona eren bölümlerden her biri

KUTAN

  1. [isim] Saka kuşu

KUZEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle

KUDÜS
...
KURGU

  1. [isim] Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
  2. Zembereğin kurulmuş olma durumu
    • "Saatin kurgusu bitmiş."
  3. Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
    • "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
  4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
    • "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Çatı
  6. Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
  7. Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj

KURNA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne
    • "Yıkanmak için aralık yerdeki kurnaya müracaat..." (Sait Faik Abasıyanık)

KULAK

  1. [isim] Başın her iki yanında bulunan işitme organı
    • "Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Bazıları hava kirlenmesinde olduğu gibi bu eleştirileri kulak ardı ediyorlar." (Haldun Taner)
    • "Bunların sözlerine ne diye kulak asıyor, ona göre yapacağın işi kestiriyorsun?" (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir kere söze başladı mı isterdi ki herkes kulak kesilip onu dinlesin." (Haldun Taner)
  2. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
    • "Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu." (Halide Edip Adıvar)
  3. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
  4. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
  5. Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça
  6. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
  7. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği

KUTNU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü
    • "Kutnu kumaş dökülmüş, şala kim bakar / Ger Ali'nin kurşunu dağları yakar." (Halk türküsü)

KURON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Korumak için diş üzerine geçirilen metal kaplama

KURUL

  1. [isim] Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

KUMSU

  1. [sıfat] Kumu andıran, kuma benzeyen, kum gibi

KUBUR

  1. [isim] Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
    • "Oğlum, ben karanlığa kubur sıkmam." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Boru biçiminde kap
    • "Ok kuburu."
  3. Bir çeşit tabanca, dolma tabanca

KUMAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
    • "Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

KUZİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Teyze, dayı, hala veya amcanın kız çocuğu, kız yeğen, böle

KUDAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören, liturya

KUYTU

  1. [sıfat] Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
    • "Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
    • "Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor."
  3. Güneş ışığı almayan (yer)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü