Başında ku olan 5 harfli 71 kelime var. Ku ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da sonu ku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ku bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız." (Burhan Felek)
- "Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
- "Kusura bakma, hatırını soramadım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özür
- "Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız." (Halide Edip Adıvar)
-
Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
-
Elverişsiz durum
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- KURAN
- ...
- KULLE
-
-
[isim]
Büyük bağ evi
- "Bağdaki ailelerin bütün çocuklarını kulle dışında bir başka evde toplamışlardı." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Büyük bağ evi
- KURAK
-
-
Yağışsız (hava, mevsim, yıl)
- "Kurak bir yıl geçiriyoruz."
-
Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)
- "Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir." (Burhan Felek)
-
Yağışsız (hava, mevsim, yıl)
- KUZEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle
- KUMUÇ
-
-
[isim]
Sivrisineğe benzer çok küçük bir tür sinek
-
İçine et veya peynir konarak yapılan bir çeşit sigara böreği
-
[isim]
Sivrisineğe benzer çok küçük bir tür sinek
- KUMAN
- ...
- KULAÇ
-
-
[isim]
Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık
- "Hortum beş on kulaç ötemize yanaşmıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık
- KURRA
- ...
- KUMUK
- ...
- KUNDA
-
-
[isim]
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek
-
[isim]
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek
- KUMAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu
- "Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi." (Necati Cumalı)
- "Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu
- KURUM
-
-
[isim]
Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
- "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
- KURCA
-
-
[isim]
Karıştırma, kaşıma
-
[isim]
Karıştırma, kaşıma
- KUTSİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kutsal
- "Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kutsal
- KUPLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şarkıyı meydana getiren ve bir nakaratla sona eren bölümlerden her biri
-
[isim]
Bir şarkıyı meydana getiren ve bir nakaratla sona eren bölümlerden her biri
- KUTLU
-
-
[sıfat]
Uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, ongun, mübarek
- "İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[sıfat]
Uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, ongun, mübarek
- KUŞKU
-
-
[isim]
Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba
- "Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." (Tarık Buğra)
- "Fakat bu mektubun yazısı önceki gün gelen zarf üzerindeki yazıya çok benzediği için genç adamın yüreğinde bir kuşku uyanıyor..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Tek kuşkum kalmamış evrende, hangi konu açılsa tek sözle ağzını tıkarım bütün bilgilerin." (Turan Oflazoğlu)
-
Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu
-
[isim]
Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba
- KURYA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü
-
[isim]
Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü
- KURYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse
-
Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kimse
-
Uçakla gönderilen mektup, koli veya havale
-
Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt
-
[isim]
Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse