Başında ku olan 5 harfli 71 kelime var. Ku ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da sonu ku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ku bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KULAÇ

  1. [isim] Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık
    • "Hortum beş on kulaç ötemize yanaşmıştı." (Halikarnas Balıkçısı)

KUÇMA
...
KUPLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir şarkıyı meydana getiren ve bir nakaratla sona eren bölümlerden her biri

KUYTU

  1. [sıfat] Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
    • "Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
    • "Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor."
  3. Güneş ışığı almayan (yer)

KUPON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça
  2. Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri
  3. Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz veya kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça
  4. İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş
  5. Yalnız bir giysilik dokunmuş veya kesilmiş, üstün nitelikte (kumaş parçası)
    • "Kupon kumaş."

KURUM

  1. [isim] Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
    • "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." (Halikarnas Balıkçısı)

KURGU

  1. [isim] Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
  2. Zembereğin kurulmuş olma durumu
    • "Saatin kurgusu bitmiş."
  3. Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
    • "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
  4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
    • "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Çatı
  6. Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
  7. Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj

KURYA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

KUŞET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gemi veya tren yatağı

KURMA

  1. [isim] Kurmak işi
  2. [sıfat] Kurularak, parçaları birleştirilerek oluşturulan, prefabrik
    • "Kurma ev."

KURAL

  1. [isim] Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam
    • "Dil bilgisi kuralları."
  2. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke
    • "O yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır." (Halide Edip Adıvar)

KUVÖZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yaşanak

KUBUR

  1. [isim] Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
    • "Oğlum, ben karanlığa kubur sıkmam." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Boru biçiminde kap
    • "Ok kuburu."
  3. Bir çeşit tabanca, dolma tabanca

KURRA
...
KUVER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Lokantalarda yemeklerin servisinden önce masaya serilen örtü
    • "Çay bahçesinde kuver ücreti olarak bir milyon lira istediler."
  2. Bu örtüyle birlikte çatal, bıçak, kaşık, şamdan, tuzluk vb. şeylerin servise sunulmasından dolayı alınan ücret

KUDUZ

  1. [isim] Köpek, kedi, tilki vb. memeli hayvanlardan ısırma, tırmalama veya salya yolu ile insana geçen, genellikle çırpınma, sudan korkma şeklinde beliren, zamanında aşı yapılmazsa ölümle sonuçlanan hastalık
  2. [sıfat] Bu hastalığa yakalanmış
    • "Ama dokunsalar ağlayacağı veya kuduz köpek gibi sağa sola saldıracağı belliydi." (Tarık Buğra)
  3. [sıfat] Azmış

KUSMA

  1. [isim] Kusmak işi, istifra

KUMUÇ

  1. [isim] Sivrisineğe benzer çok küçük bir tür sinek
  2. İçine et veya peynir konarak yapılan bir çeşit sigara böreği

KUTAN

  1. [isim] Saka kuşu

KUŞAK

  1. [isim] Bele sarılan uzun ve enli kumaş
    • "Kuşağının arasından bir iri tütün tabakası çıkarıp bana uzattıktan sonra..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ
  3. Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge
    • "İklim kuşakları. Zaman kuşakları."
  4. Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı
    • "Isı kuşak."
  5. Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu
    • "Sanat kuşağı."
  6. Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm
  7. Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler
  8. Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi
    • "Çizgi film kuşağı."
  9. Yaklaşık olarak yirmi beş, otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon
    • "Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü