Sonunda kma olan 5 harfli 13 kelime var. KMA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kma olan kelimeler listesine ya da başında kma olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LOKMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
- "Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı." (Ömer Seyfettin)
- "Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz." (Ömer Seyfettin)
- "Ağzımızda lokmalar büyürdü, muşambanın buz gibi teması âdeta ellerimizi yakardı." (Refik Halit Karay)
-
Lokma tatlısı
- "Ben de uskumru aldım. Kendim kızartacağım. Ne olur kalın, beraber lokma edelim." (Halide Edip Adıvar)
-
Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
-
Yemek
- "Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz." (Tarık Buğra)
-
Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para
- "Bu lokma sizin için çok büyüktür; boğazınızdan geçmez, yutamayacaksınız ve boğulacaksınız." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
- BAKMA
-
-
[isim]
Bakmak işi
-
[isim]
Bakmak işi
- SOKMA
-
-
[isim]
Sokmak işi
-
[isim]
Sokmak işi
- SIKMA
-
-
[isim]
Sıkmak işi
-
Bir tür pantolon veya şalvar
-
Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek
-
[sıfat]
Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)
-
Dar bir tür kadın yeleği
-
[isim]
Sıkmak işi
- TAKMA
-
-
[isim]
Takmak işi
-
[sıfat]
Gerçeğinin yerine konulan, eğreti, müstear
- "Bu takma siyah saçla ... şakaklarında sallanan ... bukleler yanaklarına ters düşüyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Takmak işi
- KOKMA
-
-
[isim]
Kokmak işi
- "Yıkanmamayı ve böylece pis pis kokmayı bile göze alırlarmış." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kokmak işi
- ÇAKMA
-
-
[isim]
Çakmak işi
-
Vurulup çakılarak yapılmış kuyumcu işi
-
Bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı
-
Deri hastalığı, yara, çıban
-
[isim]
Çakmak işi
- YAKMA
-
-
[isim]
Yakmak işi
-
[isim]
Yakmak işi
- YIKMA
-
-
[isim]
Yıkmak işi
-
[isim]
Yıkmak işi
- BIKMA
-
-
[isim]
Bıkmak işi
-
[isim]
Bıkmak işi
- TIKMA
-
-
[isim]
Tıkmak işi
-
[isim]
Tıkmak işi
- KAKMA
-
-
[isim]
Kakmak işi
-
[sıfat]
Ağaç üzerinde veya diğer ahşap malzemede, mobilyada, belirlenmiş desen ve çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş, sedef vb. süs maddeleri kakılıp oturtularak yapılan (iş)
- "Sedef kakma nalın."
-
[isim]
Kakmak işi
- ÇIKMA
-
-
[isim]
Çıkmak işi
-
Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon
-
Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak
-
Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar
-
Desteklemek amacıyla verilen para
-
[sıfat]
Çıkmış
- "Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Eski, kullanılmış
- "Çıkma jant."
-
[isim]
Çıkmak işi