Sonunda kim olan 18 kelime var. KİM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kim olan kelimeler listesine ya da başında kim olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MÜTEHAKKİM, TIPKIÇEKİM
MÜTERAKİM
BAŞHEKİM, MÜSTAKİM
BİRİKİM, NİTEKİM
TAHKİM
ÇEKİM, DİKİM, HAKİM, HEKİM, MUKİM, SAKİM, TAKİM
AKİM, EKİM
KİM
K M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KİM
2 Harfli Kelimeler
İM, Kİ, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜTEHAKKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hâkim olan, hükmeden
-
Zorbalık eden, hükmünü zorla yürüten
-
[sıfat]
Hâkim olan, hükmeden
- TIPKIÇEKİM
-
-
[isim]
Bir yazı, kitap veya biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma yöntemi, fotokopi
-
Bu yöntemle elde edilen kopya, fotokopi
-
[isim]
Bir yazı, kitap veya biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma yöntemi, fotokopi
- MÜTERAKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birikmiş, toplanmış, yığılmış
-
[sıfat]
Birikmiş, toplanmış, yığılmış
- BAŞHEKİM
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Bir hastaneyi yönetmekle görevlendirilen hekim, baştabip, sertabip
-
[isim]
Bir hastaneyi yönetmekle görevlendirilen hekim, baştabip, sertabip
- MÜSTAKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğru, doğruluktan şaşmayan
-
Doğrulu
-
[sıfat]
Doğru, doğruluktan şaşmayan
- NİTEKİM
-
-
[zarf]
Gerçekten, hakikaten
- "Arkanda idi, nitekim köşke kadar arkandan ayrılmadı, daima arkanda bulunacak." (Refik Halit Karay)
-
Sonuç olarak
- "Nitekim, kendisi de bunu anlamış gibi vapurda bütün yolculuğumuz boyunca bir köşeye çekilip oturmuş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Gerçekten, hakikaten
- BİRİKİM
-
-
[isim]
Birikme, bir yerde toplanıp yığılma
- "Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı, içi." (Tarık Buğra)
-
Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim
- "Mimari birikim bazen bir kente köklü bir damga, bir özellik bırakıyor." (Haldun Taner)
-
Biriktirilen mal veya para
-
Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması
-
Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci
-
[isim]
Birikme, bir yerde toplanıp yığılma
- TAHKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma
-
Anlaşmazlıkların hakem yoluyla çözülmesi yöntemi
-
[isim]
Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma
- HEKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip
- "Hekim, ebenin kendi odasına geleceğini sandıysa doğru çıkmadı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip
- HAKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilge
-
Her şeyi bilen (Tanrı)
-
[sıfat]
Bilge
- SAKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bozuk, yanlış, eksik
-
[sıfat]
Bozuk, yanlış, eksik
- TAKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
-
Mikrobundan arıtma
-
[isim]
Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
- ÇEKİM
-
-
[isim]
Çekme işi
-
Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, adların da ad durumlarına göre uğradıkları değişiklikler, tasrif
-
Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe
- "Güneş çekimi. Yer çekimi. Mıknatıs çekimi."
-
Alıcının sürekli olarak çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan
-
[isim]
Çekme işi
- MUKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden
-
[sıfat]
Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden
- DİKİM
-
-
[isim]
Dikme işi veya biçimi
-
Bitki dikme işi
- "Çalışmalar tam bir yıl önce iki düzine kadar akasya fidanının dikimiyle başlamıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Dikme işi veya biçimi
- EKİM
-
-
[isim]
Ekme işi
- "... ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Yılın otuz bir gün süren, onuncu ayı, teşrinievvel
-
[isim]
Ekme işi
- AKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kısır, verimsiz, döl veremeyen
-
Sonuçsuz, başarısız
-
[sıfat]
Kısır, verimsiz, döl veremeyen
- KİM
-
-
[zamir]
"Hangi kişi?" anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir soru sözü
- "Bunu kim söyledi?"
- "Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur." (Halit Ziya Uşaklıgil)
- "Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Bambu ağacından takım kim, ben kim?" (Haldun Taner)
-
[zamir]
"Hangi kişi?" anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir soru sözü