Başında kes olan 8 harfli 21 kelime var. Kes ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kes olan kelimeler listesine ya da sonu kes ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kes bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KES, SEK
2 Harfli Kelimeler
EK, ES, KE, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KESİLMEK
-
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
-
Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak
- "Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara." (Necati Cumalı)
-
Gibi olmak, benzemek, dönmek
- "Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Süt, ayran vb. bozulmak, ekşimek
-
Dinmek
- "Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı." (Necati Cumalı)
-
Sona ermek
- "Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Akmamak
- "Su kesilmek."
-
Akım gelmez olmak
- "Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kendinden önceki kelimeyi "olmak" anlamıyla pekiştiren bir fiil
- "Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Son veya aralık verilmek
- "Dersler kesildi."
-
Kendini herhangi bir şey gibi göstermek
- "Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim." (Aka Gündüz)
-
Tutulmak, kapatılmak
-
Makaslanmak
-
Durmak
- "Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi." (Peyami Safa)
-
[-den]
Yoksun kalmak
- "Çocuk yiyip içmeden kesildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sünnet olmak
- "Galip Baba, çeker gider, diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü." (Muammer İzgü)
-
Çok beğenmek, çok hoşlanmak
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
- KESİNMEK
-
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
- KESİFLİK
- ...
- KESTİRİM
-
-
[isim]
Kestirme işi, tahmin
-
[isim]
Kestirme işi, tahmin
- KESİKLİK
-
-
[isim]
Kesik olma durumu
- "Dumanlar gözlerimi yakıyor, görüş gücüme kesiklik veriyor." (Salâh Birsel)
-
Ansızın duyulan hâlsizlik, kırıklık, yorgunluk
-
[isim]
Kesik olma durumu
- KESİRSİZ
-
-
[sıfat]
Kesir niteliğinde olmayan
-
[sıfat]
Kesir niteliğinde olmayan
- KESİNKES
-
-
[zarf]
Kesin olarak
- "Evine yaklaşırken içinden, Firuzan'ın kesinkes orada olacağını biliyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Kesin olarak
- KESİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini kesmek
-
Pazarlıkta, herhangi bir fiyatta anlaşmak
-
Erkek ve kadın, bakışlarla anlaşmak
-
Bir nokta veya çizgi üzerinde birbirine kavuşmak
-
[nsz]
Birbirini kesmek
- KESMELİK
-
-
[isim]
Kesme taş çıkarılan ocak
-
[isim]
Kesme taş çıkarılan ocak
- KESKİNCİ
-
-
[isim]
Kalabalık yerlerde cepleri jiletle keserek hırsızlık yapan kimse
-
[isim]
Kalabalık yerlerde cepleri jiletle keserek hırsızlık yapan kimse
- KESİMLİK
-
-
[sıfat]
Kesime elverişli (hayvan)
-
[sıfat]
Kesime elverişli (hayvan)
- KESTİRİŞ
-
-
[isim]
Kestirme işi veya biçimi
-
[isim]
Kestirme işi veya biçimi
- KESELEME
-
-
[isim]
Keselemek işi
-
[isim]
Keselemek işi
- KESİMEVİ
-
-
[isim]
Kasaplık hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, kesimhane, kanara, mezbaha
-
[isim]
Kasaplık hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, kesimhane, kanara, mezbaha
- KESATLIK
-
-
[isim]
Kesat olma durumu
-
Kıtlık zamanı
-
[isim]
Kesat olma durumu
- KESİKSİZ
-
-
[sıfat]
Kesilmeden süren, sürekli, süreli, devamlı, mütemadi
-
Kesilmeden, ara vermeden sürüp giden (elektrik akımı)
- "Kesiksiz akım."
-
[sıfat]
Kesilmeden süren, sürekli, süreli, devamlı, mütemadi
- KESBETME
-
-
[isim]
Kesbetmek
-
[isim]
Kesbetmek
- KESTİRME
-
-
[isim]
Kestirmek işi
-
Oturduğu yerde hafif ve kısa süreli uyuma
-
[sıfat]
Alışılanın dışında kısa olan (yol), kese
- "Evimden çıkar, bir kestirme yoldan beş dakikada evine varabilirdim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Amacı fazla uzatmadan anlatan
- "Kestirme cevap. Kestirme söz."
-
[zarf]
Kısaca, özet olarak
- "Konuyu kestirme anlattı."
-
Kaynatılıp limon sıkılarak koyulaştırılmış şeker şerbeti
-
[isim]
Kestirmek işi
- KESMİKLİ
-
-
[sıfat]
İçinde kesmik bulunan
-
[sıfat]
İçinde kesmik bulunan
- KESKENME
-
-
[isim]
Keskenmek işi
-
[isim]
Keskenmek işi