Başında kes olan 5 harfli 17 kelime var. Kes ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kes olan kelimeler listesine ya da sonu kes ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kes bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KES, SEK
2 Harfli Kelimeler
EK, ES, KE, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KESRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Esre
-
[isim]
Esre
- KESEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gevşeklik, tembellik
- "İzmir faciasından beri padişaha ve hükûmete kesel gelmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Gevşeklik, tembellik
- KESME
-
-
[isim]
Kesmek işi
-
Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas
-
[sıfat]
Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
- "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Kesin, değişmez, maktu
- "Kesme fiyat."
-
Kesme işareti
-
Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
-
Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
-
Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
-
İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
-
Lokum
-
[isim]
Kesmek işi
- KESEN
-
-
[sıfat]
Kesme işini yapan
-
[isim]
Bir şekli özellikle bir üçgenin kenarlarını kesen doğru
-
[sıfat]
Kesme işini yapan
- KESİM
-
-
[isim]
Kesme işi
-
Bölüm, parça, kısım, sektör
- "Vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği ... kanunla düzenlenir." (Anayasa)
-
Bölge
-
Kesme zamanı
- "Ders kesimi."
-
İşaretlenmiş belli yer
- "Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı."
-
Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason
-
Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
-
Boy bos, endam
-
Pazarlık, anlaşma
-
[isim]
Kesme işi
- KESBİ
- ...
- KESİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoğun
-
Saydam olmayan
-
Sık, kalın
-
[sıfat]
Yoğun
- KESON
- ...
- KESER
-
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
- KESİK
-
-
[sıfat]
Kesilmiş olan
- "Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi." (Halide Edip Adıvar)
-
Kesilerek bozulmuş olan
- "Kesik süt."
-
Kısa
-
[isim]
Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik
-
[isim]
Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür
- "İçinde bir gazete kesiği var." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kesilmiş olan yer
- "Parmağındaki kesikler."
-
[isim]
Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek
-
Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu)
-
Parası olmayan
-
[sıfat]
Kesilmiş olan
- KESEK
-
-
[isim]
Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça
-
Tezek
-
Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmış çayır parçası
-
[isim]
Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça
- KESİŞ
-
-
[isim]
Kesme işi veya biçimi
-
[isim]
Kesme işi veya biçimi
- KESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- "Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir."
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- KESİT
-
-
[isim]
Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey
- "Ağacın kesiti."
-
Bir toplumun bölümü, kesim
-
Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç
-
Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta
- "Bir kürenin her kesiti daire biçiminde olur."
-
[isim]
Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey
- KESAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışverişte durgunluk
- "Bugünlerde alışveriş de kesat." (Nabizade Nazım)
-
Yokluk, kıtlık
-
[isim]
Alışverişte durgunluk
- KESİN
-
-
[sıfat]
Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
- "Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." (Nurullah ataç)
-
[zarf]
Kesinlikle
-
[sıfat]
Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
- KESKİ
-
-
[isim]
Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
-
Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
-
Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası
-
[isim]
Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç