Başında kemer olan 9 kelime var. Kemer ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kemer olan kelimeler listesine ya da sonu kemer ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kemer bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KEMERCİLİK, KEMERLEMEK
KEMERLEME
KEMERLİK, KEMERSİZ
KEMERCİ, KEMERLİ
KEMERE
KEMER
E E K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
ERMEK, KEMER, KEMRE, KEREM, MEREK
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, EREK, ERKE, ERME, KEME, KERE, KREM, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, ERK, KEM, KER
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, ER, KE, ME, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEMERLEMEK
-
-
[-i]
Ciltçilikte dikişten sonra kitabın sırtına yuvarlak bir biçim vermek
-
[-i]
Ciltçilikte dikişten sonra kitabın sırtına yuvarlak bir biçim vermek
- KEMERCİLİK
- ...
- KEMERLEME
-
-
[isim]
Kemerlemek işi
-
[isim]
Kemerlemek işi
- KEMERSİZ
-
-
[sıfat]
Kemeri olmayan
-
[sıfat]
Kemeri olmayan
- KEMERLİK
-
-
[isim]
Bazı işçi ve satıcıların araç veya gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, bez, tahta, meşin veya metal kemer
-
[sıfat]
Kemer yapmaya elverişli
- "Kemerlik deri."
-
[isim]
Bazı işçi ve satıcıların araç veya gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, bez, tahta, meşin veya metal kemer
- KEMERCİ
- ...
- KEMERLİ
-
-
[sıfat]
Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan
- "Kemerli bir giysi."
-
Kemer biçiminde olan
- "Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi." (Tarık Buğra)
-
Kavisli olan
- "Kemerli burun."
-
[sıfat]
Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan
- KEMERE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri
-
[isim]
Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri
- KEMER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
- "Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı." (Peyami Safa)
- "Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur." (Halide Edip Adıvar)
-
Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü
-
Emniyet kemeri
-
[sıfat]
Tümsekli
- "Kemer burun."
-
Kemiklerden oluşmuş tümsekli tavan
- "Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri."
-
Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
-
İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
- "Bu köprü sekiz kemer üzerinde, dört yüz yirmi dokuz metre uzunluğundadır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak
-
[isim]
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı