Sonunda ka olan 4 harfli 28 kelime var. KA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ka olan kelimeler listesine ya da başında ka olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TOKA

  1. [isim] Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık
  2. Kadınların saçlarını tutturmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç
    • "Bir de sahte taşlı bir toka takmış saçlarına." (Çetin Altan)

ROKA

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20-40 cm yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki (Eruca sativa)

DUKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi
    • "Sırplar bir defa İpek'te kongreye benzer bir toplantı yaparak imparatorluktan ayrılmak ve Sırbistan tacını Savoie dukasına vermek istediler." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir çeşit Venedik altın akçesi

MİKA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen, ateşe dayanıklı parlak bir mineral, evren pulu
  2. [sıfat] Bu mineralden yapılmış olan

KAKA

  1. [isim] Çocuk dilinde dışkı
  2. [sıfat] Çocuk dilinde kötü, çirkin

KUKA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Dantel veya nakış ipliği yumağı
  2. Yumağa benzeyen nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu

BEKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalıcılık, ölmezlik
    • "Memleketin, devletin bekası senin elinde..." (Ömer Seyfettin)

ÇUKA

  1. [isim] Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan tekirlerin irisi

LİKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek

ŞAKA

  1. [isim] Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife
    • "İmamın şakasına ben de şaka ile mukabele ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bizim oralılar şakacıdırlar, şaka kaldırırlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "İlk defa görüştüğümüz hâlde benimle şaka yaptı." (Ömer Seyfettin)

LAKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Lak

SAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
  2. Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse

CAKA

  1. [isim] Gösteriş, çalım, kabadayılık, fiyaka
    • "Onların dördünde de bir kral havası, bir padişah cakası vardır." (Haldun Taner)
    • "Askerliğin palavra ile olmadığını anladı ama hâlâ caka satıyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Baktım ki caka yapıyor, vesikayı el âleme göstere göstere eviriyor, çeviriyor." (Peyami Safa)
    • "Dünyaları yakarım diyen, o cakasından geçilmeyen genç adamdan geriye bir enkaz kalmıştı." (Ahmet Ümit)

ARKA

  1. [isim] Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı
    • "Evin arkasında bahçe var."
    • "Annesi arka çıktı da çocuğu dayaktan kurtardı."
    • "Kaçakçılığın arkası alındı."
    • "Birini arkasından övmek."
  2. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi
    • "Çocuğun arkası ağrıyormuş."
    • "Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İstanbul'da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Geri kalan bölüm, kısım
    • "Masalın arkası. Yazının arkası."
  4. Art, peş
  5. Otururken sırtın dayandığı yer
    • "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu." (Tarık Buğra)
  6. İnsanın vücudu, bedeni
    • "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı." (Refik Halit Karay)
  7. [sıfat] Arkada olan, arkada bulunan
  8. Kayırıcı
    • "Memur olmak için büyük bir arka gerek." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  9. Geçmiş, geride kalmış zaman
    • "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)

MOKA

  1. [isim] Çok kokulu bir tür kahve
  2. Bu kahveden yapılan içecek

ANKA
...
YAKA

  1. [isim] Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
    • "Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bereket versin hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kendimi unutturup kaybettirmeye çalıştığım burada da Başkan, yakamı bırakmadı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
  3. Kıyı, kenar, taraf
    • "Sokağın karşı yakasına geçtiler." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Eğik yerey
  5. Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
  6. Semt
    • "Hele bir işimizi bitirip karşı yakaya geçelim de onu sonra düşünürüz." (Aka Gündüz)
  7. Sahil
  8. Yelkenlerin kenar ve köşeleri

İPKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Sınıfta bırakma
  2. [isim] Yerinde, önceki durumunda bırakma

RİKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi

KEKA

  1. [ünlem] Keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamlarında söylenen bir söz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü