Sonunda ka olan 4 harfli 28 kelime var. KA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ka olan kelimeler listesine ya da başında ka olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
-
Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse
-
[isim]
Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
- KUKA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Dantel veya nakış ipliği yumağı
-
Yumağa benzeyen nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu
-
[isim]
Dantel veya nakış ipliği yumağı
- RİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
- LİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek
-
[isim]
Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek
- KAKA
-
-
[isim]
Çocuk dilinde dışkı
-
[sıfat]
Çocuk dilinde kötü, çirkin
-
[isim]
Çocuk dilinde dışkı
- BEKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıcılık, ölmezlik
- "Memleketin, devletin bekası senin elinde..." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kalıcılık, ölmezlik
- TOKA
-
-
[isim]
Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık
-
Kadınların saçlarını tutturmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç
- "Bir de sahte taşlı bir toka takmış saçlarına." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık
- DUKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi
- "Sırplar bir defa İpek'te kongreye benzer bir toplantı yaparak imparatorluktan ayrılmak ve Sırbistan tacını Savoie dukasına vermek istediler." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir çeşit Venedik altın akçesi
-
[isim]
Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi
- ROKA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20-40 cm yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki (Eruca sativa)
-
[isim]
Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20-40 cm yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki (Eruca sativa)
- ISKA
-
-
[isim]
Üzerinde durmama, önem vermeme
- "Bu kadar güzel, bu kadar büyük bir şehir nasıl ıska geçilir diye içerliyordum." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Boşa çıkarma, rast getirememe
- "Güzel bir orta ile gole mal olan bir ıskayı ayırt edemez." (Haldun Taner)
- "Bedenleriyle ilgili gerçekleri ıska geçerler." (Salâh Birsel)
-
Hedefi tutturamama, amaca ulaşamama
-
[isim]
Üzerinde durmama, önem vermeme
- CAKA
-
-
[isim]
Gösteriş, çalım, kabadayılık, fiyaka
- "Onların dördünde de bir kral havası, bir padişah cakası vardır." (Haldun Taner)
- "Askerliğin palavra ile olmadığını anladı ama hâlâ caka satıyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Baktım ki caka yapıyor, vesikayı el âleme göstere göstere eviriyor, çeviriyor." (Peyami Safa)
- "Dünyaları yakarım diyen, o cakasından geçilmeyen genç adamdan geriye bir enkaz kalmıştı." (Ahmet Ümit)
-
[isim]
Gösteriş, çalım, kabadayılık, fiyaka
- YAKA
-
-
[isim]
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
- "Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bereket versin hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kendimi unutturup kaybettirmeye çalıştığım burada da Başkan, yakamı bırakmadı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
-
Kıyı, kenar, taraf
- "Sokağın karşı yakasına geçtiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Eğik yerey
-
Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
-
Semt
- "Hele bir işimizi bitirip karşı yakaya geçelim de onu sonra düşünürüz." (Aka Gündüz)
-
Sahil
-
Yelkenlerin kenar ve köşeleri
-
[isim]
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
- VAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olay, hadise
- "O kadar boşboğaz çocuk arasında da vakayı bir sır olarak saklamak güçtü." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Olay, hadise
- ZOKA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Büyük balıkları tutmakta kullanılan, küçük balık biçiminde, ucu iğneli kurşun parçası
-
[isim]
Büyük balıkları tutmakta kullanılan, küçük balık biçiminde, ucu iğneli kurşun parçası
- YUKA
- ...
- LAKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Lak
-
[isim]
Lak
- KOKA
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca)
-
Bu bitkinin yapraklarından çıkarılan madde
-
[isim]
İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca)
- ZEKA
- ...
- MOKA
-
-
[isim]
Çok kokulu bir tür kahve
-
Bu kahveden yapılan içecek
-
[isim]
Çok kokulu bir tür kahve
- TAKA
-
-
[isim]
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
- "Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kulanılan bir söz
-
[isim]
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi