Sonunda k olan 7 harfli 1098 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AÇIKLIK

  1. [isim] Açık olma durumu, aleniyet
  2. Uzaklık, mesafe
  3. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer
  4. Boş ve geniş yer
  5. Bir yerin uzaklara kadar bakılabilecek ve bakanın içinde ferahlık doğuracak durumda olması
    • "Kırlardaki açıklık insanı dinlendirir."
  6. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu
    • "Demokrasi bir açıklık rejimidir."
  7. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh
    • "Reşat Nuri'nin anlatımında açıklık vardır."
  8. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik

FANİLİK
...
İTİLMEK

  1. [-e] İtme işi yapılmak
    • "Başında arkaya itilmiş yeni kasketi, kulağının arkasında cıgarası..." (Memduh Şevket Esendal)

KORUMAK

  1. [-i] Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek
    • "Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek
    • "Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu." (Reşat Enis)
  3. [-i] Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek
    • "Yurdu korumak."
  4. [-i] Tehlikeli, zararlı durumları önlemek
    • "İlaçla meyveleri korudu."
  5. [-i] Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek
    • "Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi."
  6. [-i] Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek
    • "Geleneklerini koruyorlar."
  7. [-i] Karşılamak, denk gelmek
    • "Bu işin geliri masrafını korumaz."

GEBELİK

  1. [isim] Gebe olma durumu, hamilelik
  2. Döllenme ile doğum arasında geçen süre
  3. Minnet altında kalma

GÖKTÜRK
...
IRGAMAK

  1. [-i] Çabuk olmak, davranmak
  2. Oynatmak, kımıldatmak

SARSMAK

  1. [-i] Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek
    • "Kalkın bakalım, diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." (Çetin Altan)
  2. Zarar verecek yolda etkilemek, aksatmak
    • "Çok sevdiği annesinin ölümü onu çok sarsmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

TEFARİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
  2. 60-100 cm yüksekliğinde, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki (Pogostemon patchouly)

TÜKÜRÜK

  1. [isim] Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı

BURTLAK

  1. [isim] Taşlık, çalılık yer

İŞİTMEK

  1. [-i] Kulakla algılamak, duymak
    • "Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Haber almak
  3. [nsz] Kendisine söylenilmek
    • "Gayet sert bir adam olan hesap hocasından boyuna azar işitiyordu." (Osman Cemal Kaygılı)

BAKARAK

  1. [zarf] Göre
    • "Sen onlara bakarak daha anlayışlısın."

BOĞALIK

  1. [isim] Boğa olarak kullanılmak için ayrılan bir yaşından yukarı erkek sığır

EĞİTMEK

  1. [-i] Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
    • "Çocukları eğitmek."
  2. Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek

GİYİNİK

  1. [sıfat] Giyinmiş olan
    • "Yarınlara güvenen sımsıkı giyinik / Gövdelerde eğreti / En süslü giysiler." (Behçet Necatigil)

PEPELİK

  1. [isim] Pepe olma durumu
    • "Bugünkü günde ise pepeliğe tutulmamış tek yazar gösteremezsiniz." (Salâh Birsel)

UYULMAK

  1. [nsz] Uyma işi yapılmak
    • "Yapılacak seçimlerde, bu Anayasa'nın kabul ettiği esasa ve sıraya uyulur." (Anayasa)

YAKIŞIK

  1. [isim] Uygunluk, yaraşma
    • "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yakışıklı delikanlı

AKSAMAK

  1. [nsz] Hafifçe topallamak
  2. Bir iş gereği gibi yürümemek, geri kalmak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü