Sonunda iz olan 5 harfli 49 kelime var. İZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde iz olan kelimeler listesine ya da başında iz olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gelin için hazırlanan her türlü eşya, cihaz
- "Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir eve verilen Zeynep..." (Tarık Buğra)
- "Kazandığını bir yana atar, kendine çeyiz düzer." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Gelin için hazırlanan her türlü eşya, cihaz
- TAZİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgi ile anma
-
[isim]
Sevgi ile anma
- ESKİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taslak
- "Fuayede eski afişler, eski oyunlarından dekor eskizleri var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taslak
- EVSİZ
-
-
[sıfat]
Evi olmayan
- "Zavallı evsizler ne zaman başlarının üstünde bir dama kavuşacaklar, diye her ağızdan bir nakarat..." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Evi olmayan
- TİTİZ
-
-
[sıfat]
Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen (kimse), memnun edilmesi güç, müşkülpesent
-
Temizliğe aşırı düşkün olan (kimse)
- "Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş." (Ahmet Rasim)
-
Huysuz, öfkeli
- "Hem bezgin hem titiz ve sinirli bir hâli var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen (kimse), memnun edilmesi güç, müşkülpesent
- KİLİZ
-
-
[isim]
Hasır otu
-
[isim]
Hasır otu
- REKİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dikme, saplama, kurma
-
[isim]
Dikme, saplama, kurma
- İÇSİZ
-
-
[sıfat]
İçi olmayan (taneli sebze veya kuru yemiş)
-
İç lastiği olmayan
-
Muhtevası olmayan, kuru, anlamsız
- "İçsiz bir ortamı sanatçılar da yadırgıyor, bu kurulaşmadan, yüzeyleşmeden onlar da yakınıyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İçi olmayan (taneli sebze veya kuru yemiş)
- İPSİZ
-
-
[sıfat]
İpi olmayan
-
Haylaz, serseri, hayta
-
[sıfat]
İpi olmayan
- EKSİZ
-
-
[sıfat]
Eki olmayan
-
[sıfat]
Eki olmayan
- GERİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Lağım, keriz
-
[isim]
Lağım, keriz
- İŞSİZ
-
-
[sıfat]
İşi olmayan
- "Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?" (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
İşi olmayan
- SEKİZ
-
-
[isim]
Yediden sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 8, VIII rakamlarının adı
-
[sıfat]
Yediden bir artık
-
[isim]
Yediden sonra gelen sayının adı
- EŞSİZ
-
-
[sıfat]
Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan
- "Güzelliğine hayran olduğum bu eşsiz şehre karşı, onun bir insanı olmak borcumu bir derece yerine getirip sevinmiştim." (Haldun Taner)
-
Eş bulamamış, eşinden ayrılmış veya yanında eşi olmayan
-
[sıfat]
Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan
- LEZİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tadı güzel, lezzetli
-
Hoş, güzel, zevkli, latif
- "Bunun öte tarafında hayalî, leziz bir âlem mevcuttur." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Tadı güzel, lezzetli
- NAFİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Delip geçen
-
İçe işleyen
-
Sözü geçen, etkili olan
-
[sıfat]
Delip geçen
- CEVİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia)
- "Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Onun kırdığı cevizler artık haddini aştı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bu ağacın kerestesinden yapılmış
- "Yedekleri ise ceviz dolabın alt tarafına kaldırılmıştı." (Necati Cumalı)
-
Bu ağacın dışı kabuklu, içi yağlı ve nişastalı yemişi, koz
-
[isim]
Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia)
- TİRİZ
-
-
[isim]
Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası
-
Ensiz tahta
-
Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan veya halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı
-
[isim]
Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası
- BENİZ
-
-
[isim]
Yüz
- "Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yüz rengi
-
[isim]
Yüz
- EFRİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Friz
-
[isim]
Friz