Sonunda iye olan 7 harfli 77 kelime var. İYE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde iye olan kelimeler listesine ya da başında iye olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
İYE
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖLESİYE
-
-
[zarf]
Ölecek kadar
- "Yusuf Efendi seni ölesiye seviyor Feride, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Ölecek kadar
- ARAKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dervişlerin giydikleri, tiftikten yapılmış ince külah
- "Kadir Efendi kalemi arakiyesinin arasına soktu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir tür küçük zurna
-
[isim]
Dervişlerin giydikleri, tiftikten yapılmış ince külah
- TAHLİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boşaltma
- "Evin tahliyesi iki gün sürdü."
-
Tutukluyu serbest bırakma
-
[isim]
Boşaltma
- FISKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suyu yukarıya doğru, türlü biçimlerde fışkırtan ağızlık, fışkırık
- "Bu fıskiyenin sularını yıllarca neşeden çağıldar gibi duymuştum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Suyu yukarıya doğru, türlü biçimlerde fışkırtan ağızlık, fışkırık
- RAPTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt veya karton vb. şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç
-
[isim]
Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt veya karton vb. şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç
- TAVSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğütleme, yol gösterme
- "Doktorların tavsiyesini yerine getirmek için de yürüye yürüye evine vaktinde yetişir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Poliklinikteki doktor kendisine her sabah aç karnına incir yemesini tavsiye etmişti." (Haldun Taner)
-
Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans
- "Bir an İstanbul'a değilse bile Ankara'ya kadar gitmesini tavsiye ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Öğütleme, yol gösterme
- ZEPHİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesimevinde kesilen hayvanlar için kasapların ödedikleri vergi
-
[isim]
Kesimevinde kesilen hayvanlar için kasapların ödedikleri vergi
- TAKVİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sağlamlaştırma, kuvvetlendirme, berkitme, pekiştirme
- "Onu sofraya gelen başka öteberi ile daha da takviye ettik." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yardımcı kuvvet, destek
- "Düşmanı, takviye gelinceye kadar oyalamak zorundaydılar."
-
[isim]
Sağlamlaştırma, kuvvetlendirme, berkitme, pekiştirme
- VAKFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir vakfın şartlarını bildiren belge, vakıfname
-
[isim]
Bir vakfın şartlarını bildiren belge, vakıfname
- KÜLLİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü
- "Fatih külliyesi."
-
[isim]
Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü
- İTFAİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yangın söndürme kuruluşu
-
İtfaiye aracı
- "İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Yangın söndürme kuruluşu
- MERSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağıt
-
[isim]
Ağıt
- BAHRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir devletin deniz güçlerinin ve kuruluşlarının bütünü
- "Bahriye neferleri sıçrayıp sandallara atladılar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Bir devletin deniz güçlerinin ve kuruluşlarının bütünü
- RANTİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, getirimci
-
[isim]
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, getirimci
- CEMBİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit eğri kama, hançer
- "Karşı taraf üstüne üşüşüp cembiye ile Türk çocuğunu parçaladılar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Ağzı eğri bir tür Arap bıçağı
-
[isim]
Bir çeşit eğri kama, hançer
- GLASİYE
- ...
- TIBBİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doktor yetiştiren öğretim kuruluşu, tıp fakültesi
-
[isim]
Doktor yetiştiren öğretim kuruluşu, tıp fakültesi
- ZİHNİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlıkçılık
-
[isim]
Anlıkçılık
- TENKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizleme
-
Bu iş için kullanılan araç
-
[isim]
Anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizleme
- HARBİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaşla ilgili işler
-
Harp okulu
-
[isim]
Savaşla ilgili işler