Sonunda iye olan 7 harfli 77 kelime var. İYE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde iye olan kelimeler listesine ya da başında iye olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
İYE
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEBRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazgıcılık
-
[isim]
Yazgıcılık
- AMELİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılan iş, işlem
- "Dışarı üflemesin diye evvela içmek ameliyesini öğrettim." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yapılan iş, işlem
- TAHŞİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haşiye yazma, çıkma yapma
-
[isim]
Haşiye yazma, çıkma yapma
- ŞEMSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya
- "Camın dışından şemsiyeleriyle geçen insanları seyre daldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Genellikle plajlarda, bahçelerde kullanılan büyük güneşlik
- "Plaj şemsiyesi. Bahçe şemsiyesi."
-
Aynı noktadan çıkan eşit uzunluktaki sapçıkların ucunda bulunan çiçek topluluğu
-
[isim]
Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya
- TEZKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temize çıkarma, aklama
-
Bir kimsenin iyi bir insan olduğunu kendisini tanıyanlardan soruşturarak ortaya çıkarma
-
[isim]
Temize çıkarma, aklama
- REFTİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar ihraç edilen maldan alınan vergi
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar ihraç edilen maldan alınan vergi
- TASFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arıtma, ayıklama, temizleme
- "Biz lisanımızı tasfiye ediyoruz, yeni kelimeler buluyor, bulamazsak gelişigüzel uyduruyoruz." (Refik Halit Karay)
-
Özleştirme
- "Dilde tasfiye."
-
Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. sebepler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon
- "İmparatorluğu tasfiye etmek."
-
Türlü sebeplerle birçok kimsenin görevine son verme
-
[isim]
Arıtma, ayıklama, temizleme
- ŞATHİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum eser
-
Tasavvuf konularını mizahlı bir biçimde işleyen, coşku hâlinde söylenen bir şiir türü
-
[isim]
Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum eser
- KRUPİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kumarhanede veya oyun oynanan bir yerde oyunu yöneten kimse
- "Uzakta bir krupiyenin kalın sesi işitiliyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Bir kumarhanede veya oyun oynanan bir yerde oyunu yöneten kimse
- RÜŞTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu
-
[isim]
Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu
- FITRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğuştancılık
-
[isim]
Doğuştancılık
- TERBİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğitim
- "Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Allah rahmet eyleye, ben terbiyemi anamdan aldım." (Burhan Felek)
-
Görgü
-
Bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma
-
Eti, pişirmeden önce çeşitli baharatlar, yağ, salça vb. şeyler içinde bir süre bekletme
-
Hayvanı alıştırma
- "Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Eğitim
- FAHRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Divan edebiyatında şairlerin kendi özelliklerinden övünerek söz ettikleri manzume veya manzumenin bir bölümü
-
[isim]
Divan edebiyatında şairlerin kendi özelliklerinden övünerek söz ettikleri manzume veya manzumenin bir bölümü
- NİSAİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadın hastalıkları
-
[isim]
Kadın hastalıkları
- İRADİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenççilik
-
[isim]
İstenççilik
- MERSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağıt
-
[isim]
Ağıt
- ÖLESİYE
-
-
[zarf]
Ölecek kadar
- "Yusuf Efendi seni ölesiye seviyor Feride, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Ölecek kadar
- RANTİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, getirimci
-
[isim]
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, getirimci
- YEVMİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir günlük çalışma karşılığı verilen ücret, gündelik
-
[zarf]
Her gün
- "Yevmiye şu kadar su harcanıyor."
-
[isim]
Bir günlük çalışma karşılığı verilen ücret, gündelik
- TARZİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılan kötü bir davranış için özür dileme, gönül alma
- "Arkadaşım namına Refik Bey'den gayet kuvvetli bir tarziye isterim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yüzüme bakmadan bana tarziye verdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yapılan kötü bir davranış için özür dileme, gönül alma