İçinde şu olan 8 harfli 21 kelime var. İçerisinde ŞU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şu olan kelimeler listesine ya da Sonu şu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KONUŞUCU
-
-
[isim]
Konuşmacı
- "Geleceği günler ev halkınca bir sevinç arifesi yaşanırdı. Çünkü Celal Bey çok iyi bir konuşucuydu." (Haldun Taner)
-
Kusursuz, düzgün, güzel, tatlı söz söylemesini bilen kimse
-
[isim]
Konuşmacı
- KURŞUNCU
-
-
[isim]
Kurşun satan veya işleyen kimse
-
Kurşun döken kimse
-
[isim]
Kurşun satan veya işleyen kimse
- ŞUTLANMA
- ...
- KURŞUNSU
-
-
[sıfat]
Kurşunu andıran, kurşuna benzeyen, kurşun gibi, kurşunumsu
-
[sıfat]
Kurşunu andıran, kurşuna benzeyen, kurşun gibi, kurşunumsu
- UYUŞUMLU
- ...
- KOŞULMAK
-
-
[nsz]
Koşmak (II) işi yapılmak
- "Manda ve öküz koşulmuş yük arabalarının seyrekleşmesini beklemek lazımdı." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Sürülmek, gönderilmek
-
Herhangi biri koşmak (I)
- "Bu işin arkasından çok koşuldu."
-
[nsz]
Koşmak (II) işi yapılmak
- ŞURUPSUZ
- ...
- AŞURELİK
-
-
[isim]
Aşure dağıtmaya yarayan kap
-
[sıfat]
Aşure yapmada kullanılan
- "Aşurelik buğday."
-
[isim]
Aşure dağıtmaya yarayan kap
- BEŞUŞLUK
- ...
- ŞUNCACIK
-
-
Şu kadarcık, birazcık
- "Şuncacık kanı olan bir erkek, çeker bıçağını da deh eder, bitti gitti." (Orhan Kemal)
-
Şu kadarcık, birazcık
- KURŞUNLU
-
-
[sıfat]
İçinde kurşun elementi bulunan
- "Kurşunlu antimon."
-
Kurşunlanmış olan
-
Kubbesi kurşunla örtülü
- "Kurşunlu cami."
-
[sıfat]
İçinde kurşun elementi bulunan
- OLUŞUMCU
-
-
[isim]
Oluşumculuk yanlısı olan kimse
-
[isim]
Oluşumculuk yanlısı olan kimse
- KOŞUTLUK
-
-
[isim]
İki çizginin koşut olması, paralellik
-
Olay, düşünce vb. arasında benzerlik bulunması durumu
-
[isim]
İki çizginin koşut olması, paralellik
- MOGADİŞU
- ...
- KOŞULSUZ
-
-
[sıfat]
Şartsız
-
[sıfat]
Şartsız
- KOŞUŞMAK
-
-
[nsz]
Birlikte ve birden koşmak
- "Çocukluğun verdiği bir neşe ile papatyalardan toplamak üzere her biri bir tarafa koşuştular." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Koşuşturmak
-
[nsz]
Birlikte ve birden koşmak
- TURŞULUK
-
-
[sıfat]
Turşu yapmaya elverişli
- "Turşuluk biber. Turşuluk hıyar."
-
[sıfat]
Turşu yapmaya elverişli
- ŞUURALTI
-
-
[isim]
Bilinçaltı
- "Şuuraltında yaşayan senaryo, kocasının yanlış rol oynaması ile baştan aşağı değişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bilinçaltı
- KOMŞULUK
-
-
[isim]
Komşu olma durumu
- "Akrabalıktan öte komşuluk ilişkileri, hiç de seyrek yakınlıklar değildi." (Aydın Boysan)
-
Komşularla olan ilişki
- "Bu mahallede o kadar komşuluk yok."
-
[isim]
Komşu olma durumu
- ŞUTLAMAK
-
-
Kovmak, kapı dışarı etmek
-
Kovmak, kapı dışarı etmek