İçinde şe olan 5 harfli 51 kelime var. İçerisinde ŞE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şe olan kelimeler listesine ya da Sonu şe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanoğlu, insan
-
[isim]
İnsanoğlu, insan
- ŞEFİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sevecen, şefkatli, müşfik
-
[sıfat]
Sevecen, şefkatli, müşfik
- KEŞEN
-
-
[isim]
Zincirden yular veya ayak kösteği
-
[isim]
Zincirden yular veya ayak kösteği
- KROŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boksta bir yumruk vuruş biçimi
-
[isim]
Boksta bir yumruk vuruş biçimi
- KUŞET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gemi veya tren yatağı
-
[isim]
Gemi veya tren yatağı
- MAŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan topluluğu, toplum
-
[isim]
İnsan topluluğu, toplum
- ŞEREF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur
- "İnsanın şerefi. Yurdun şerefi."
- "Bugünün şerefine giydiği yabanlık lacivert entarisiyle annesi kapıda bekliyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Dükkânın açılışı şerefine içildi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret
- "Kolay şöhret, güç sanatın şerefini daima kıskanmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur
- ŞERHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dilim, parça
-
Yara
-
[isim]
Dilim, parça
- ÜŞENÇ
-
-
[isim]
Üşenme, üşengeçlik
- "Doğruyu aramanın üşenci ruhlara çöktü mü?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Üşenme, üşengeçlik
- ŞERİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası
- "Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim." (Falih Rıfkı Atay)
-
Dar, uzun kıyı parçası
- "Deniz şeridi. Kara şeridi."
-
Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası
-
Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri
- "Sol şerit geçişe ayrılmıştır."
-
Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan
-
[isim]
Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası
- ŞERPA
- ...
- ŞEHLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı (göz)
- "Çakır Emine'nin şehla olan gözünün tarafındaki yanağına elimin tersiyle tokadı yapıştırdım." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı (göz)
- ŞEDDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gereken harfin üstüne konulan işaret
-
[isim]
Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gereken harfin üstüne konulan işaret
- DÖŞEM
-
-
[isim]
Tesisat, donanım
- "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."
-
[isim]
Tesisat, donanım
- MENŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başlangıç, bir şeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep
- "Yeter ki marazın menşesi anlaşılmış olsun." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Başlangıç, bir şeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep
- ŞERİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortak
-
[isim]
Ortak
- ATAŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı
- "Elçilik ataşelerinde yüzde otuz azaltılmaya gidilmelidir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı
- İŞEME
-
-
[isim]
İşemek işi
-
[isim]
İşemek işi
- ŞEKER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı
- "O bacakları biraz kalınca ama yüzü şeker gibi tatlı, kolejli kızı gözetlemeye başlar." (Haldun Taner)
-
Bu madde katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata vb. tatlı yiyeceklerin genel adı
-
Şeker hastalığı
- "Yirmi gün evvel ameliyat edildiği hâlde biraz şekeri görüldüğü için henüz taburcu edilememişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın ve güzel
- "Hele bak, ne şeker şey!"
-
[isim]
Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı
- FİŞEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane
- "Ben fişeklerin barutunu, tapasını koyayım, beybaba saçmasını..." (Aka Gündüz)
-
Donanma ve şenliklerde kullanılan çeşitli yanıcı veya patlayıcı maddeler
- "Kestane fişeği."
-
[isim]
Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane