İçinde şan olan 7 harfli 23 kelime var. İçerisinde ŞAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şan olan kelimeler listesine ya da Sonu şan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUŞANBE
- ...
- YAŞANAK
-
-
[isim]
Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu araç, kuvöz
-
[isim]
Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu araç, kuvöz
- KAŞANMA
-
-
[isim]
Kaşanmak işi
-
[isim]
Kaşanmak işi
- YAŞANMA
-
-
[isim]
Yaşanmak işi veya durumu
-
[isim]
Yaşanmak işi veya durumu
- BOŞANIŞ
-
-
[isim]
Boşanma işi veya biçimi
-
[isim]
Boşanma işi veya biçimi
- YAŞANIŞ
- ...
- PERİŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- "Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için." (Cenap Şehabettin)
- "Bir sürü laf edildikten sonra facia başlayacak, tabii aile perişan olacak." (Halide Edip Adıvar)
-
Acınacak durumda olan, zavallı
- "Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır ağır yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- ŞANTUNG
-
-
[isim]
Genellikle yazlık giyim eşyası yapılan, üzerinde kendinden desenli çizgileri bulunan, ham ipekle dokunmuş kumaş
-
[isim]
Genellikle yazlık giyim eşyası yapılan, üzerinde kendinden desenli çizgileri bulunan, ham ipekle dokunmuş kumaş
- BOŞANMA
-
-
[isim]
Boşanmak işi
-
Eşlerden birinin boşanma ilamı almasıyla evlilik birliğinin son bulması
- "Bu üye, vaktiyle Perihan'ın evine sığınıp boşanmasına sebep olan doktor arkadaştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Boşanmak işi
- KUŞANTI
-
-
[isim]
Giyecek, kuşanılacak şey
-
[isim]
Giyecek, kuşanılacak şey
- NİŞANLI
-
-
[isim]
Evlenmek için söz verip yüzük takmış olan kimse, adaklı
- "Bir gün nişanlınız size koyu al renkli karanfiller gönderecektir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Belirleyici bir işareti, alameti, nişanı olan kimse
-
[isim]
Evlenmek için söz verip yüzük takmış olan kimse, adaklı
- ÇALIŞAN
- ...
- OKŞANTI
-
-
[isim]
Okşama
-
[isim]
Okşama
- YAŞANTI
-
-
[isim]
Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
-
Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü
-
Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat
- "Köy yaşantısı."
-
[isim]
Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
- OKŞANMA
-
-
[isim]
Okşanmak işi
-
[isim]
Okşanmak işi
- DANIŞAN
- ...
- OKŞANIŞ
- ...
- KUŞANIŞ
-
-
[isim]
Kuşanma işi veya biçimi
-
[isim]
Kuşanma işi veya biçimi
- ŞANSSIZ
-
-
[sıfat]
Talihi olmayan, talihsiz
-
[sıfat]
Talihi olmayan, talihsiz
- HURUŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Coşkun
-
[sıfat]
Coşkun