İçinde ışı olan 7 harfli 44 kelime var. İçerisinde IŞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ışı olan kelimeler listesine ya da Sonu ışı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAPIŞIK
-
-
[sıfat]
Bir yere yapışmış olan
- "Zarfa yapışık pullar."
-
Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan
-
Sürekli bir arada bulunan
- "Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Dokunan, değen
- "Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Bir yere yapışmış olan
- TIKIŞIK
-
-
[sıfat]
Tıkışmış olan
-
[sıfat]
Tıkışmış olan
- YARIŞIM
-
-
[isim]
Yarışma
-
[isim]
Yarışma
- KIRIŞIK
-
-
[sıfat]
Kırışmış olan
- "Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım
-
[isim]
Kırışmış yer, kırışıklık
-
[sıfat]
Kırışmış olan
- SARIŞIN
-
-
[sıfat]
Sarı saçlı ve ak tenli (kimse)
- "Yanındaki kapılardan biri açıldı, içeriye sarışın bir taze girdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sarıya yakın renkli
- "Sarışın bir kış güneşi maviyi billurlaştırıyor, bulutları pamuk yığınlarına çeviriyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Sarı saçlı ve ak tenli (kimse)
- ÇAKIŞIK
-
-
[sıfat]
Çakışmış olan
- "Çakışık üçgenler."
-
[sıfat]
Çakışmış olan
- DIŞINLI
-
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
- SIVIŞIK
-
-
[sıfat]
Yapışıp bulaşan
- "Üç çocuk, üzerlerine sıvışık bir madde sürülmüş birer dilim ekmeği geveleyip duruyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir kimsenin yanından ayrılmayarak insanı tedirgin eden (kimse)
-
[sıfat]
Yapışıp bulaşan
- YAKIŞIK
-
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yakışıklı delikanlı
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- BARIŞIK
-
-
[sıfat]
Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan, sevecen, hoşgörülü
- "O özel gün, dinsel bir bayramsa daha bir duygusallaşıyor, herkesle, dünyayla daha bir barışık oluyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan, sevecen, hoşgörülü
- FLORIŞI
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları ışığı, boyu daha uzun ışık ışınımlarına dönüştürmesi özelliği, floresans
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları ışığı, boyu daha uzun ışık ışınımlarına dönüştürmesi özelliği, floresans
- HIŞILTI
-
-
[isim]
Sert ve sürekli çıkan ses
-
[isim]
Sert ve sürekli çıkan ses
- GAZIŞIL
-
-
[isim]
Gazışı ile ilgili, gazışı saçabilen
- "Radyum gazışıl bir elementtir."
-
[isim]
Gazışı ile ilgili, gazışı saçabilen
- IŞIKSIZ
-
-
[sıfat]
Işığı olmayan, karanlık
-
[sıfat]
Işığı olmayan, karanlık
- MAYIŞIK
- ...
- YIĞIŞIK
-
-
[sıfat]
Üst üste birikmiş
-
[sıfat]
Üst üste birikmiş
- IŞILAMA
-
-
[isim]
Işılamak durumu veya biçimi
-
[isim]
Işılamak durumu veya biçimi
- HIŞIRTI
-
-
[isim]
İnce cisimler hışırdarken çıkan ses, hışırdama sesi
- "Sade dalgaların sesini veya yaprakların hışırtısını duyayım." (Haldun Taner)
-
[isim]
İnce cisimler hışırdarken çıkan ses, hışırdama sesi
- KARIŞIM
-
-
[isim]
Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey
-
İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut
-
[isim]
Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey
- KARIŞIK
-
-
Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş
- "Karışık salata."
-
Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız
-
Saf olmayan
- "Karışık süt."
-
Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan
- "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" (Necati Cumalı)
-
Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık
- "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." (Peyami Safa)
-
Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan
-
Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş