İçinde ıştı olan 11 harfli 44 kelime var. İçerisinde IŞTI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıştı olan kelimeler listesine ya da Sonu ıştı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BARIŞTIRMAK

  1. [-i] Barışmalarını sağlamak, ara bulmak
    • "Günah çıkartıp dargınları barıştıracağız anlaşılan." (Necati Cumalı)

ANIŞTIRILMA

  1. [isim] Anıştırılmak işi

YARIŞTIRMAK

  1. [-i] Yarışmasını sağlamak

YATIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak
    • "Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
  2. Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek
    • "O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Yumuşatmak, razı etmek
    • "Arkadaşları yatıştırmak için o toplantıda bulunanlar akşam yemeğine de alıkonulmuşlardı." (Memduh Şevket Esendal)

YAPIŞTIRMAK

  1. [-i] Yapışmasını sağlamak
    • "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yaklaştırmak, birbirine dayamak
    • "Telefonu iyice kulağına yapıştırıyor." (Atilla İlhan)
  3. [-i] Hızla vurmak
    • "Tokadı yapıştırdı."
  4. [-i] Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak
    • "Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır." (Haldun Taner)

SIKIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
    • "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
  2. Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
  3. Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
    • "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
    • "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
  5. Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
    • "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
  6. Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
    • "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
  7. Zorlamak
    • "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  8. Sarkıntılık etmek

ÇATIŞTIRMAK

  1. [-i] Birbirine çattırmak, kavga ettirmek, birbirine düşürmek

KIPIŞTIRMAK

  1. [-i] Göz kapaklarını üst üste birçok kez açıp kapamak

YAPIŞTIRICI

  1. [isim] Yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan nesne, yapışkan
  2. Filmlerin yapıştırılması işinde kullanılan cihaz

ÇARPIŞTIRMA

  1. [isim] Çarpıştırmak işi

ÇIRPIŞTIRMA

  1. [isim] Çırpıştırmak işi
  2. [sıfat] Çarçabuk, özensiz ve üstünkörü yapılan (iş)
    • "Telif ücretlerinin yükselmesi, edebiyatçının daha rahat koşullar altında çalışmasını sağlayacakken çırpıştırma kitaplar hazırlanmasına yol açtı." (Tomris Uyar)

SAÇIŞTIRMAK

  1. [-i] Dağıtmak
  2. Rastgele saçmak

ANIŞTIRMALI

  1. [sıfat] İçinde anıştırma bulunan, üstü kapalı (davranış, söz)

AYRIŞTIRICI

  1. [sıfat] Bir şeyin ayrışmasını sağlayan (kimse)

TARTIŞTIRMA
...
KARIŞTIRMAK

  1. [-i] Karışma işini yaptırmak
  2. [-i] İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak
    • "Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [-i] Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek
    • "Pilavı karıştırmak."
  4. [-i] Kurcalamak, oynamak
  5. [-i] Göz atmak, araştırmak, incelemek
    • "... saatlerce, istediğim kitapları, divanları, Servetifünun koleksiyonlarını karıştırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  6. [-i] Üstünkörü okumak
    • "Verdiğim cevapları dinlemiyor gibi dalgın, parmaklarıyla bir risaleyi karıştırıyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  7. Ayırt edememek, tam olarak seçememek
    • "Siz düşle gerçeği birbirine karıştırıyorsunuz."

SIĞIŞTIRMAK

  1. [-i] Güçlükle sığdırmak

ALIŞTIRILIŞ

  1. [isim] Alıştırılma işi veya biçimi

KIRPIŞTIRMA

  1. [isim] Kırpıştırmak işi

ÇAKIŞTIRMAK

  1. [-i] Çakışma işini yaptırmak
  2. [nsz] İçki içip keyfetmek
    • "Güzel meze ile arada bir de çakıştırıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü