İçinde ırma olan 8 harfli 94 kelime var. İçerisinde IRMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ırma olan kelimeler listesine ya da Sonu ırma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARI, IRA, RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, IR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VARDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Vardırmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Vardırmak işi veya durumu
                    
                    
 - IHTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Çöktürüp oturtmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Çöktürüp oturtmak
                    
                    
 - KALDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kaldırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kaldırmak işi
                    
                    
 - PAVKIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Pavkırmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Pavkırmak işi veya durumu
                    
                    
 - TAPŞIRMA
 - ...
 - KIRMASIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kırması bulunmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Kırması bulunmayan
                    
                    
 - DALDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Daldırmak işi
                    
                    
 - 
                    
                        Bir dalı gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu
                    
                    
 - 
                    
                        Bu yolla daldırılan dal
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Daldırmak işi
                    
                    
 - AÇTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Açma işini yaptırmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Açma işini yaptırmak
                    
                    
 - SINDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sındırmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sındırmak işi veya durumu
                    
                    
 - HIÇKIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Hıçkırmak işi
                    
                    
- "Elleriyle yüreğini bastırarak hıçkırmaya başladı." (Orhan Hançerlioğlu)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hıçkırmak işi
                    
                    
 - KAÇIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
                    
                    
 - 
                    
                        Bir işi belirlenen zamanda yapamamak
                    
                    
- "Maçı kaçırdım."
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Zor kullanarak yanında götürmek
                    
                    
- "Kız kaçırmak."
 
 - 
                    
                        Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek
                    
                    
- "Fırsatı kaçırdım."
 
 - 
                    
                        Yararlanamamak
                    
                    
- "Penaltıyı kaçırdı."
 
 - 
                    
                        Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak
                    
                    
- "Söylene söylene adamı kaçırdı."
 
 - 
                        [-den]
                    
                        Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak
                    
                    
- "İcradan eşya kaçırdılar."
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak
                    
                    
- "Uyuşturucu kaçırmak."
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Ölçüyü, sınırı aşmak, fazlasına gitmek
                    
                    
- "Kulübün yemeğinde biraz fazlaca kaçırmıştım." (Haldun Taner)
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Sıvı, gaz vb. sızdırmak
                    
                    
- "Çakmak, gaz kaçırıyor."
 - "Makine buhar kaçırıyor."
 
 - 
                        [-e]
                    
                        İstemeyerek altını kirletmek
                    
                    
- "Donuna kaçırmak."
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Delirmek
                    
                    
- "Zavallı kaçırmış."
 
 - 
                    
                        Bir araç veya aletle iş görürken aracı iyi kullanamama yüzünden kendine veya bir başkasına zarar vermek
                    
                    
- "Usturayı elimden kaçırdım, yanağımı kestim."
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Birini veya bir şeyi göstermemek
                    
                    
- "Karısını benden kaçırıyor."
 
 - 
                    
                        Yarışan bir koşucu diğeri tarafından hızla geçilip ara açılmak
                    
                    
 - 
                    
                        Futbol veya basketbolda savunduğu oyuncuyu boş bırakmak, pas almasına fırsat vermek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
                    
                    
 - KIZDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kızdırmak işi
                    
                    
 - 
                    
                        Üzüm çubuklarını köklendirmek için yere gömme, daldırma
                    
                    
 - 
                    
                        Yüksek vücut ısısı, ateş
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kızdırmak işi
                    
                    
 - KIVIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Herhangi bir şeyi bükmek
                    
                    
- "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
 
 - 
                    
                        Kenarından katlamak
                    
                    
 - 
                    
                        Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek
                    
                    
 - 
                    
                        Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek
                    
                    
 - 
                    
                        Uydurup söylemek
                    
                    
- "Gene yalanları kıvırmaya başladı."
 
 - 
                        [-e]
                    
                        Sapmak
                    
                    
- "Araba birdenbire sağa kıvırdı."
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Yapmak istememek, yan çizmek
                    
                    
 - 
                        [nsz]
                    
                        Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek
                    
                    
- "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pek âlâ kıvıracağa benziyordu." (Tarık Buğra)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Herhangi bir şeyi bükmek
                    
                    
 - TIRMAŞMA
 - ...
 - TAPTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Taptırmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Taptırmak işi veya durumu
                    
                    
 - AĞDIRMAK
 - 
    
- 
                    
                        Ağmasına sebep olmak
                    
                    
 - 
                    
                        Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek
                    
                    
- "Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak." (Adalet Ağaoğlu)
 
 
 - 
                    
                        Ağmasına sebep olmak
                    
                    
 - SIZDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sızdırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sızdırmak işi
                    
                    
 - KISTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kıstırmak işi
                    
                    
 - 
                    
                        İçerisine peynir, kıyılmış et vb. konularak sac üzerinde pişirilen börek
                    
                    
 - 
                    
                        Karnıyarık yemeği
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kıstırmak işi
                    
                    
 - KIRMALIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Melezlik
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Melezlik
                    
                    
 - BAĞIRMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak
                    
                    
- "Yaşasın hürriyet diye bağırsa ismi tarihe geçecekti." (Ömer Seyfettin)
 
 - 
                    
                        Kendini belli etmek
                    
                    
- "Kitap buradayım diye bağırıyor, sen onu görmüyorsun."
 
 - 
                        [-e]
                    
                        Yüksek sesle azarlamak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak