İçinde ırma olan 11 harfli 174 kelime var. İçerisinde IRMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ırma olan kelimeler listesine ya da Sonu ırma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARI, IRA, RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, IR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAKIŞTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Sürekli ve hafif hafif kakmak
                    
                    
- "... dövmüşler, sövmüşler hatta boş böğrüne çivi ile kakıştırmışlar, yine kımıldatamamışlardı." (Refik Halit Karay)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Sürekli ve hafif hafif kakmak
                    
                    
 - ŞAHLANDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Şahlandırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Şahlandırmak işi
                    
                    
 - KAŞINDIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Kaşınmasına yol açmak, kaşıntı vermek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Kaşınmasına yol açmak, kaşıntı vermek
                    
                    
 - ANLAŞTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Anlaşmayı, uzlaşmayı, uyuşmayı sağlamak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Anlaşmayı, uzlaşmayı, uyuşmayı sağlamak
                    
                    
 - PUSLANDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Puslandırmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Puslandırmak işi veya durumu
                    
                    
 - SIKIŞTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
                    
                    
- "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
 
 - 
                    
                        Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
                    
                    
 - 
                    
                        Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
                    
                    
- "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 - 
                    
                        Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
                    
                    
- "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
 
 - 
                    
                        Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
                    
                    
- "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
 
 - 
                    
                        Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
                    
                    
- "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
 
 - 
                    
                        Zorlamak
                    
                    
- "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
 
 - 
                    
                        Sarkıntılık etmek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
                    
                    
 - TAKIŞTIRMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Küpe, bilezik, yüzük vb. süs eşyasını çokça takmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Küpe, bilezik, yüzük vb. süs eşyasını çokça takmak
                    
                    
 - YASLANDIRMA
 - ...
 - AZLAŞTIRMAK
 - ...
 - ÇOĞALTTIRMA
 - ...
 - DAYATTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Dayatma işini yaptırmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Dayatma işini yaptırmak
                    
                    
 - HUYLANDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Huylandırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Huylandırmak işi
                    
                    
 - BAĞDAŞTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bağdaştırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bağdaştırmak işi
                    
                    
 - DAVRANDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Davrandırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Davrandırmak işi
                    
                    
 - BARINDIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Barınmasını sağlamak
                    
                    
- "Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Barınmasını sağlamak
                    
                    
 - YANAŞTIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Yanaşmasını sağlamak
                    
                    
- "Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı." (Peyami Safa)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Yanaşmasını sağlamak
                    
                    
 - ÇULLANDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çullandırmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çullandırmak işi veya durumu
                    
                    
 - YAYLANDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Yaylandırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yaylandırmak işi
                    
                    
 - KAŞANDIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Hayvanı durdurup işetmek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Hayvanı durdurup işetmek
                    
                    
 - ACILAŞTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Acılaştırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Acılaştırmak işi