İçinde ıra olan 7 harfli 34 kelime var. İçerisinde IRA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıra olan kelimeler listesine ya da Sonu ıra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARI, IRA
2 Harfli Kelimeler
AR, IR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIRAMOZ
-
-
[isim]
Balıkçıların, ateş balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara
-
[isim]
Balıkçıların, ateş balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara
- TIRAŞLI
-
-
[sıfat]
Tıraş olmuş, sakalını tıraş etmiş
- "Matbaa makinisti bıyıkları tıraşlı da çenesinin ucunda sanki alay olsun diye bırakılmış bir sakalı var." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tıraşı uzamış
-
Yontulmuş
-
[sıfat]
Tıraş olmuş, sakalını tıraş etmiş
- IRALAMA
-
-
[isim]
Iralamak işi
-
[isim]
Iralamak işi
- BIRAKIM
-
-
[isim]
Bırakma işi
-
[isim]
Bırakma işi
- İNKIRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
- "Taksim, hicret ve inkırazla harp arasında bırakıldık." (Falih Rıfkı Atay)
- "O zaman da bozgun ve inkıraz geldi, çattı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
- IRAKLIK
-
-
[isim]
Uzaklık
-
[isim]
Uzaklık
- BIRAKIŞ
-
-
[isim]
Bırakma işi veya biçimi
- "Şimdi hüzün vardı, yorgunluk ve kendisini bütünüyle bırakış vardı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bırakma işi veya biçimi
- ISTIRAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı
-
Üzüntü, sıkıntı, keder
- "İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Acı
- MANDIRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Koyun, keçi vb. süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer
- "Şehirden iki saat ötedeki mandırasından o gün satılacak koyunları ona getiriyor, ona kestiriyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koyun, keçi vb. süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer
- ÇIRALIK
-
-
[sıfat]
Çıra olarak kullanılmaya elverişli (ağaç, tahta)
-
[isim]
Çıra konulan yer
- "Çıralık yanınca Koca Osman onu öylece gördü, yüzüne ters ters, alaylı baktı." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Çıra olarak kullanılmaya elverişli (ağaç, tahta)
- IZDIRAP
- ...
- ŞIRASIZ
-
-
[sıfat]
Şırası olmayan
-
[sıfat]
Şırası olmayan
- KANDIRA
- ...
- ISTIRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zorunluluk
-
[isim]
Zorunluluk
- ÇIRASIZ
-
-
[sıfat]
Çırası olmayan
-
[sıfat]
Çırası olmayan
- BANDIRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
-
Yabancı devlet bayrağı
- "Fransız bandırası."
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
- SIRASIZ
-
-
[sıfat]
Sırada olmayan, sırası olmayan, düzensiz
-
Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olmayan
- "O hep sırasız arzularla, varlıklar içinde, yoksulluklar çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Sırada olmayan, sırası olmayan, düzensiz
- KIRANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
- "Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlerlemiş yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek)
-
Kırlaşmış (saç, sakal)
- "Erkek, tıraşı uzamış kıranta saçlı, kırk yaşlarında bir köylüydü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
- KIRACAK
-
-
[isim]
Nalbantların atın tırnağını kesmek için kullandıkları keskin demir alet
-
[isim]
Nalbantların atın tırnağını kesmek için kullandıkları keskin demir alet
- SIRALAÇ
-
-
[isim]
Klasör
-
[isim]
Klasör